Tarkan Kadooğlu, TÜRKONFED Girişim ve İş Dünyası Zirvesi açılışında konuştu.

Tarkan Kadooğlu, TÜRKONFED Girişim ve İş Dünyası Zirvesi açılışında konuştu.

TÜRKONFED 19. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi, ÇASİAD ve GÜNMARSİFED'in evsahipliğinde Çanakkalede düzenlendi. 

Zirve'nin açılış konuşmalarında TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu kürsüye çıktı. 

Tarkan Kadooğlu'nun konuşma metnini aşağıda ve linkte yer alan PDF dosyasında bulabilirsiniz.

Sayın Valim, Türkiye’nin dört bir yanından katılan sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri ve saygıdeğer iş insanları, Basınımızın değerli temsilcileri, Hanımefendiler, Beyefendiler,
 
19’uncusunu düzenlediğimiz, TÜRKONFED Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’ne hepiniz hoş geldiniz. 
 
Bugün, bu Zirve’yi Çanakkale’de gerçekleştirmenin gurur ve heyecanını yaşıyoruz. 
 
100 yıl önce, insanlık tarihinin en büyük ve çetin savaşlarından birinin yaşandığı, Modern Türkiye’nin, Bağımsızlık ve Kurtuluş sürecinin başladığı, Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Alevi ve Sünni’nin, koyun koyuna yattığı, canını bizler için feda eden ecdatlarımızın son nefeslerini verdikleri bu şehir,  hepimizin, tüm Türkiye’nin manevi başkentidir. 
 
Çanakkale’yi işgal etmek için, binlerce kilometre uzaktan gelen insanlara, “Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada, bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve rahat içinde uyuyunuz…” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün, hepimize miras bıraktığı hoşgörü, bugün tüm dünya için örnektir. 
 
Bu hoşgörü, bu onurlu duruş, tüm Türkiye’nin, Anadolu’nun, Trakya’nın, Ege’nin, Doğu’nun duruşudur. Bu gurur hepimizindir. Çanakkale’de olmaktan büyük gurur duyduğumu, tüm kalbimle sizlerle paylaşmak istiyorum. 
 
Değerli Konuklar, 
 
TÜRKONFED olarak, ecdadlarımızın bizlere yüklediği ağır sorumluluğun bilinciyle, hiç durmadan çalışıyoruz. 
 
Bugün, 24 federasyon ve 186 dernekle, Türkiye’nin her köşesine ulaşmanın, Türkiye’nin ekonomik tabanlı en büyük, bağımsız ve tarafsız sivil toplum kuruluşu olmanın, gurur ve sorumluluğunu taşıyoruz. 
 
Bunun yanı sıra, taraf olduğumuz konular da var elbette. Bölgeler arasındaki farklılıkları azaltmak, kadınların iş ve sosyal hayata katılımını artırmak, Türkiye’nin demokratikleşmesi, hukukun üstünlüğü, çözüm süreci ve bütün bunları destekleyen Avrupa Birliği üyeliği konusunda tarafız... 
 
Bu vizyonumuzu somutlaştırmak için, çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor, derinlikli raporlar hazırlıyoruz. Brüksel’deki temsilciliğimiz ile Avrupa’nın kalbinde çalışmalarımızı sürdürürken, Avrupa’nın en büyük iş dünyası kuruluşlarından biri olan, Avrupa KOBİ birliği üyesi olarak, küresel alanda da etkili çalışmaların içinde yer alıyoruz. 
 
 
 
Bugün, Almanya’dan, Gürcistan’dan, Kıbrıs’tan, Irak’tan ve Ukrayna’dan TÜRKONFED ailesine yeni katılımlarla birlikte, Uluslararası alanda gücümüze güç katmaya devam ediyoruz. Ayrıca aramıza yeni katılan Moda ve hazır giyim federasyonu, Batı Karadeniz Sanayici Ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BAKZİFED), Türkiye Kalite Derneği (KALDER), Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Açıkhava Reklamcıları Derneği (ARED)’e huzurlarınızda, tekrar hoş geldiniz demek istiyorum. 
 
Federasyonlara bağlı her bir derneğimizin, kendi ilinde ve bölgesinde yarattığı katma değerin toplamı, Türkiye’de ciddi bir etki gücüne ulaşmaktadır. 24 bin 100 iş insanı, yaklaşık 40 bin civarında şirketle, kurumlar vergisinin yüzde 86’sını karşılayarak, Türkiye dış ticaretinin yüzde 83’ünü gerçekleştirerek, tarım ve kamu dışı istihdamın yüzde 55’ini sağlayarak, kamu dışında yaratılan katma değerin yüzde 50’sinden fazlasını üreterek, ekonomimizin şah damarı konumuna geldik. Dolayısıyla, milyonları aşan istihdam ve ülke ekonomisine milyarlarca dolar katkı sağlayan TÜRKONFED’in içinde olmak, heyecanımızı hep diri tutuyor. 
 
 
Değerli Konuklar, 
 
Hepimizin malumu olduğu üzere, Türkiye son 20 ayda 4 seçim yaşadı. Demokrasinin işleyişi açısından son derece önemli ve değerli olan seçim süreçleri, aynı zamanda, ekonomi ve reformlar için, bir bekleyiş ve durgunluk dönemini de beraberinde getirdi. 
 
Özellikle 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki süreç, Türkiye için büyük bir zaman kaybı oldu. 
Güneyinde modern zamanların en büyük savaşlarının yaşandığı Suriye ve Irak, kuzeyinde çatışmalarla sarsılan Ukrayna, batısında ekonomik krizlerle boğuşan Yunanistan, 
Doğu’sunda uzun yıllar ambargolarla sistemin dışında kalan İran’ın olduğu bir coğrafyada, 
Türkiye’nin bir gün bile kaybetme lüksü yoktur. 
 
Ne yazık ki, 2015 yılının gerek ekonomik gerekse de siyasi reformlar açısından 
Kayıp bir yıl olduğunu söylemek durumundayız. Bu nedenle, yeni kurulan hükümetin hayırlı olmasını diliyorum. Ve bu kayıp zamanı telafi etmek için, hızlı hareket ederek, 
Siyasi, ekonomik ve sosyal reformların bir an önce hayata geçirilmesinin elzem olduğunu düşünüyorum. 
 
TÜRKONFED olarak bizler de, bir sivil toplum ve düşünce kuruluşu hassasiyetiyle, yeni hükümetten beklentilerimizi detaylı bir şekilde ele aldık. bu beklentilerimizi 3 ana başlıkta sizlerle paylaşmak istiyorum. 
 
Birinci başlık: Demokrasi ve karar alma süreçlerine katılım; yeni anayasanın yapılması, Çözüm sürecinin devamı, düzenleyici ve denetleyici kurumlarda reformlar, yerel yönetimler reformu. 
 
İkinci başlık: girişimcilik ve rekabet; KOBİ merkezli politikalar, eğitim reformu, istihdam artırıcı önlemler, bölgesel ve Ar-Ge teşvik sistemi, 10. Kalkınma Planı’na uygunluk ile 
KOBİ’lerin dijital ekonomiye adapte edilmesinin desteklenmesi... 
 
Üçüncü ve son başlık: AB’ye uyum ve entegrasyon süreci; AB müzakere sürecine ivme kazandırılması, gümrük birliği, TTIP, göç politikalarında acil adımların atılması ve bölgesel kalkınma... 
 
Bu önerilerin geniş halini, sayın başbakan ile yaptığımız son ekonomi zirvesinde, kendisine sunduk. Önümüzdeki dönemde, bu konuların yakın takipçisi olacağız. 
 
Değerli konuklar, 
 
Geçtiğimiz aylarda Ankara’da, Beyrut’ta ve son olarak Paris’te yaşadığımız terör saldırıları, 
Küresel vicdan ve insanlığımızı yaraladı. Tüm insanlığı karşısına alan terör örgütlerinin 
Ekmeye çalıştığı düşmanlık tohumları, hepimizin üzerinde dikkatle düşünmesi gereken bir konudur. Terörün dini, etnik kimliği, mezhebi olmaz. Bu açıdan bakıldığında dünyanın, 
Yeni bir ruhla,  terörle mücadele etmesi büyük önem taşımaktadır.
 
Çanakkale ruhunu dünyaya iyi anlatıp, tüm insanlığı birlik olmaya, tüm bu krizleri birlikte aşmaya davet etmeliyiz. 
 
Geçtiğimiz günlerde ülkemizde yapılan G20 liderler zirvesi bu açıdan büyük önem taşıyordu. Küresel siyasi ve ekonomik konuların masaya yatırıldığı bu toplantı, ülkemiz açısından gurur verici bir şekilde gerçekleşti. 
 
Mülteciler konusu, terör, küresel ekonomik krizler, yoksulluk ve TÜRKONFED olarak yıllardır üzerinde çalıştığımız, önemsediğimiz, mücadelesini verdiğimiz konuların g20 sonuç bildirisinde yer alması bizleri ayrıca memnun etti. 
 
TÜRKONFED’in stratejik öncelik olarak belirlediği birçok nokta, ekonomik, politik, sosyal ve çevresel konuların, ayrıca g20 ve küresel kuruluşların da önemle üzerinde durduğu konular olması, doğru yolda olduğumuzun bir sağlamasıdır. 
 
Rekabet gücü gelişiminin KOBİ ve sektörel düzeyde ele alınması, sürdürülebilir kalkınmanın, bölgesel bazda, yerel dinamikleri de kapsayarak incelenmesi, istihdam ve girişimciliğin gelişmesinde kadın istihdamına önem verilmesi, bölgesel kalkınma hedefinin bir parçası olarak, demokratik karar alma süreçlerine katılım gibi konularda yaptığımız çalışmaların meyvesini, son olarak g20’nin sonuç bildirisinde gördük. 
 
Türkiye'de olduğu gibi dünyada da KOBİ'ler ekonominin bel kemiğidir. Bu münasebetle, küresel boyutta işbirliği ile desteklenmelidir. Bu bağlamda, etkin katılım sağladığımız b20 çalışma gruplarında desteklediğimiz dünya KOBİ Forumu'nun, hayata geçeceğini duyurmaktan mutluluk duyuyorum.
 
Değerli konuklar, 
 
Dünya çok hızlı değişiyor. Türkiye de bu değişimden ve bu hızdan nasibini alıyor. İletişim kanalları gelişiyor. Teknoloji, artık her saat başında, yeni bir sürprizle karşımıza çıkıyor. Dijital ekonomi ağırlığını artırıyor. Hem ekonomi üretim süreçlerinde, hem de gündelik yaşamımızda bir değişimi ve yenilenmeyi zorunlu kılıyor. 
 
Türkiye’nin bu hızlı değişime ayak uydurabilmesi, dünya ile rekabet edebilmesi, her açıdan hak ettiği konuma erişebilmesi için siyasi, ekonomik ve sosyal reformları hiç bir zaman dilimizden düşürmemeliyiz. 
 
Türkiye bir reformlar ülkesi olmak, her güne yeni bir reform ile uyanmak zorundadır. 
Aksi takdirde hıza yenik düşer, zamanı ıskalar ve bölgede yaşanan tüm olumsuzlukları daha çok hissederiz. 
 
Türkiye’nin güçlü olmaktan başka şansı yoktur. 
Bunun için önce kendi içimizde ülke olarak birliğimizi, beraberliğimizi, barış ve güven ortamını sürdürmek zorundayız. Bu anlamda, yeni bir sivil Anayasa’ya, AB sürecinde ivmeye, demokratikleşme ve eşitlik konularında derinleşmeye, adil bir hukuk sistemine 
Ve olmazsa olmazımız olan çözüm sürecinin başarıyla nihayete erdirilmesine ihtiyacımız var. 
 
TÜRKONFED olarak Türkiye’nin geleceğine ve çocuklarımıza bu konularda bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. Güçlü ve demokratik bir Türkiye için 
Üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Bu sorumluluk, bize, Çanakkale’de yatan ecdatlarımızdan geliyor. Dünyanın ve Türkiye’nin ihtiyacı olan barış, eşitlik ve kardeşlik için 
Çanakkale ruhunu iyi anlamalı ve anlatmalıyız. Burada var olan felsefe, tüm sorunlarımızı çözmek için mükemmel bir anahtardır. Bunun kıymetini daha çok bilmeli, daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli, daha çok bir araya gelmeliyiz. 
 
Sözlerime son verirken GÜNMARSİFED başkanı İsa Tamer Çelik ve şahsında yönetim kurulu üyelerine, bizleri müthiş ev sahipliği ile ağırlayan ÇanakkaleSİAD Başkanı Erdal Akarsu ve yönetim kurulu üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum. 
 
Çanakkale ruhuyla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarken, bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir barış felsefesini hatırlatmak istiyorum...
 
Yurtta sulh, cihanda sulh...
 
Hepinize teşekkür ediyorum...
 

Paylaş: