Kadınlar Pozitif Ayrımcılık Değil Eşitlik İstiyor!

Kadınlar Pozitif Ayrımcılık  Değil Eşitlik İstiyor!

Yerel kalkınma politikaları kapsamında çözüm önerileri geliştirilmesi ve farkındalık yaratılması amacıyla TÜRKONFED ve CIPE iş birliğinde düzenlenen Yerel Kalkınma Webinar’larının ikincisi, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Sosyal Tarafların Rolü” temasıyla gerçekleşti. Katılımcılar, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması sürecinde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini masaya yatırırken, kadınların pozitif ayrımcılık değil fırsat eşitliği istediğine dikkat çekti.

7 Mayıs 2021 / İstanbul – Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve ABD merkezli Center for International Private Enterprise (CIPE) tarafından “İş Dünyası için Yerel Kalkınma Projesi” kapsamında düzenlenen “Yerel Kalkınma Webinar’ları”, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Sosyal Tarafların Rolü” temalı ikinci etkinlikle devam etti. Gazeteci Ilgaz Gürsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İş Dünyasında Kadın Komisyonu Başkanı Reyhan Aktar, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, İzmir Köy-Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer ve UN Women Partner İlişkileri Yöneticisi Meral Güzel katıldı.

Reyhan Aktar: “Kadının iş dünyasındaki yerinin ilerlemesi toplumsal cinsiyet eşitliğiyle mümkün”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İş Dünyasında Kadın Komisyonu Başkanı Reyhan Aktar, kadının iş dünyasındaki yerinin ilerleme sağlamasının ancak toplumsal cinsiyet eşitliğinin benimsenmesi ve yaygınlaşmasıyla gerçekleşeceğini söyledi. Kadınların iş gücüne katılımının artmasının toplumsal cinsiyet eşitliğinin ne olduğunu bilen, bunun sağlanması için çalışmalar yapan politika yapıcıları ile başladığına dikkat çeken Aktar, “Kamusal politika ve hedeflerin bütünlükçü bakış açısıyla ancak kamu-STK ve özel sektör iş birliğinde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Burada özellikle sivil toplum örgütlerinin politika yapıcılara yol göstermek misyonuyla çalışmalar yürütmesini, elde edilen birikimlerle de kamu-STK ve özel sektör birbirinden ayrılmadan, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını önemsiyoruz. Bu konuda en önemli kaldıraç, işletmelerin toplumsal cinsiyet eşitliğini yük değil artı değer olarak görmesidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün kurumlara, yaşamın her alanına doğru anlatamaz ve işler hale getiremez isek kadının güçlenmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda yol alamayız” dedi.

Canan Güllü: “Kadının istihdamda olabilmesi için öncelikle eğitime erişmesi gerekir”

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, eşitlik ve eşit yaşam talebinin 1789 Fransız Yurttaş Hakları Bildirgesi’nden İstanbul Sözleşmesi’ne kadar talep edilen ortak maddelerden biri olduğunu ifade etti. Kadınların istihdamda olabilmesi için öncelikle eğitime erişmesi gerektiğini vurgulayan Güllü, “Erken yaş evliliğini engelleyici politikalar uygulanmalı ve bakım yükü bu kadınların üzerinden kalksın diye yerelde ve genelde kreş ve yaşlı bakım merkezleri açılmalı. Tüm bunların toplumsal olabilmesi için eğitim ayağı güçlü bir müfredatla desteklenmeli. Yani kısaca hükümetlerin kadın politikası olmalı. Ulusal eylem planlarında hedefler belirlenmeli ve var olan kanunların mekanizmaları uygulanmalı. Kadın politikaları siyasete kurban edilecek gündelik politikalardan uzak tutulmalıdır. Çünkü biz biliyoruz ki şu an içinde yaşadığımız kadın katliamlarının ve çocuk istismarlarının ana nedeni bu politikasızlıktır. Başarmak mümkünken bu kararsızlık işi yokuşa sürmektir” diye konuştu.

Neptün Soyer: “Kadınla erkek bir araya gelerek, el ele vererek güçlü olmalıyız”

İzmir Köy-Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer, tarımda çalışan kadın-erkek oranının neredeyse eşit olduğunun, buna karşın çok az sayıda kadının sosyal haklardan yararlanabildiğinin altını çizerek, “Kadınlar ve erkekler tarlada yan yana çalışmasına rağmen tapular genellikle erkeklerin üzerine olduğundan Çiftçi Kayıt Sistemi’nde de erkekler yer alıyor. Pek çok kadın emeğinin karşılığını alamadan, sosyal haklardan yoksun bir şekilde çalışıyor. Oysa herkes farklı ama diğer yandan herkes eşit” dedi. Soyer şöyle devam etti; “1971’de kurulan İzmir Köy-Koop Birliği’nin bugün hala değişmeyen logosunda kadın erkek el eledir. Bu logoyu çok anlamlı buluyorum. Çünkü kadın ve erkek bir araya gelerek, ele ele vererek güçlü olabiliriz. Kadınları güçlendirip, toplumun karar mekanizmalarının olduğu alanlara çıkarmazsak siyasette ya da kooperatiflerde başkan da olamazlar, sanayide patron da. Biz artık siyasette, sanayide, tarımda, üniversitelerde el ele olmak zorundayız.”

Meral Güzel: “Kadınlar pozitif ayrımcılık değil eşitlik istiyor”

UN Women Partner İlişkileri Yöneticisi Meral Güzel ise kadını güçlendirmek adına yapılan çalışmaların yalnızca kadınlara yönelik olmaması gerektiğini belirterek, “Amaç kadının güçlenmesi, iş dünyasında kadının kalkınmasını sağlamaksa sisteme eşitlik getirilmesi yeterli. Çünkü dünyadaki tüm kadınlar pozitif ayrımcılık değil sadece eşitlik istiyor. Yasalar önünde, finansmana erişimde, eğitimde kısaca her alanda eşitlik” dedi. İş dünyasındaki politikalara da değinen Güzel, “Ekonomik hayattaki kadına yaklaşımımızda, kadını yardım edilmesi gereken, kırılgan bir birey olarak görürsek baştan hata yaparız. Bu bakış açısıyla başarılı olma şansımız mümkün değil. Bakışımız şu olmalı; bu toplum yarı yarıya kadın ve erkelerden oluşuyor. Kadına eşitlik verildiğinde erkeğin eşitliği azalmıyor tam aksine erkek de daha fazla özgürleşiyor” diye konuştu.

Son webinar’da doğal afet dayanıklılığı ele alınacak

“İş Dünyası için Yerel Kalkınma Projesi” kapsamında beş farklı modül halinde, beş çevrim içi eğitim ve farklı temalarda üç webinar organizasyonu planlandı. Her ay farklı katılımcılarla devam edecek webinar’ların sonuncusu, 8 Haziran Salı günü, doğal afet dayanıklılığında özel sektör-kamu iş birliği temasıyla düzenlenecek.

Paylaş: