Süleyman Onatça TÜRKONFED 10. Kuruluş Yılı Zirvesinde Konuştu

Süleyman Onatça TÜRKONFED 10. Kuruluş Yılı Zirvesinde Konuştu
Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça TÜRKONFED 10. Kuruluş Yılı Zirvesinde bir konuşma gerçekleştirdi.
 
Konuşmanın tam metnine bu sayfadan ulaşabilirsiniz.
Sayın Başbakan Yardımcımız,
Kıymetli TÜRKONFED’liler,
Hepinizi şahsım ve Konfederasyonumuzun Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.
Sanıyorum en heyecanlı konuşmalarımdan birini yapacağım. Çok heyecanlıyım. Çünkü,TÜRKONFED’in 10.yılını kutlamanın mutlu bir teleşı var üzerimde.
Değerli katılımcılar,
Daha yaşanabilir bir Türkiye için, ulusal ekonomi politikalarının oluşturulmasına, rekabet gücümüzün artmasına, uluslararası entegrasyona katkı sağlamak için birlikte olmak isteyen iş insanları, bundan tam 10 yıl önce kurumsal olarak bir araya geldiler.Bu hedefe ilerlerken, ‘bağımsızlık’, ‘şeffaflık’, ‘demokrasi’, ‘insana ve çevreye saygı’, bizim temel değerlerimizi oluşturacaktı. 
10 yıl süresince zorlu koşullara, engellere rağmen, hedefimizden ve değerlerimizden zerre ödün vermedik. Bugün,“Türkiye’nin üyeleriyle en güçlü, bölgesel ve sektörel federasyonlarıyla en yaygın, söylemleriyle en etkin, ortaya koyduklarıyla en yararlı konfederasyonu” olarak değerlendirilmenin haklı gururunu yaşıyoruz.
Sayın Başbakan Yardımcımız,
Burada bulunan iş insanlarının yüzlerindeki tebessümde bu ülkeye olan güven var. Yüreklerinde barış ve sevgi,alınlarında tervar. Burada Samsun var, Adana var, Edirne var, Kars var... İzmir var, Diyarbakır var, Eskişehir var, Mardin var, Malatya var, Balıkesir var, Sakarya var, Çanakkale var,Antalya var, Kayseri var, Ankara var, Batman var, Şırnak var, Hatay var... Ve burada yavruvatan Kıbrıs’la birlikte Türkiye var. Ve burada 3’ü sektörel, 20’si bölgesel olmak üzere 23 federasyon var. Burada, 155 gönüllü iş insanı derneği var... Burada, 13 bin üye ve 40 bine yakın şirket var. Burada Türkiye’nin zenginliği ve sinerjisi var...
Burada bulunan her iş insanı, sadece şirketlerinin büyümesi için değil, üye oldukları sivil toplum kuruluşlarında aldıkları görevle daha büyük, daha güçlü ve daha yaşanabilir bir Türkiye için çaba gösteriyor. Bu çerçevede TÜRKONFED, kurulduğu günden beri, ortak aklı çalıştırarak gündemimizdekisosyal konulara veekonomi politikalarına öneri üretiyor.
Sayın Başbakan Yardımcımız,
Sizlerin de defalarca ifade ettiği gibi, Türkiye ‘Orta Gelir Tuzağı’ sorunuyla karşıkarşıya... Kişi başına düşen milli gelirimizi uzun bir süredir 10 bin dolar seviyesi üzerine çıkarabilmekte güçlük yaşıyoruz. TÜRKONFED olarak bu konuda iş çevresi ve akademisyenlerle çok detaylı bir çalışma ortaya koyduk. Bu çalışma, bölgeler arası gelir dağılımı konusunda da ciddi sıkıntılarımızın bulunduğunu gözler önüne serdi. Gelir dağılımında 3 farklı Türkiye’nin bulunduğu tespit edildi. Birinci Türkiye’de sadece 14 şehrimizin orta gelir tuzağı riski bulunmadığı, bunun da çoğunlukla İstanbul ve çevresinde yer alan kentlerden oluştuğu anlaşıldı. İkinci Türkiye, 81 kentimizden 40’ının ortaya koyduğu değerle, orta gelir tuzağına düşme riski içerisinde yer aldığı sonucu çıktı. Bunun yanı sıra, üçüncü Türkiye’de 27 kentimizin, değil orta gelir tuzağında, daha da kötü bir noktada, fakirlik fasit dairesinde, yani ‘Düşük Gelir Tuzağı’nda yer aldığı belirlendi. Bu bölgesel gelir farklılıkları, toplumsal refah ve barış ortamınını sağlamamızı zorlaştırıyor.Ulusal hedeflere kilitlenmemizdegüçlükleryaşatıyor... 
Biz TÜRKONFED olarak bu çalışmayı teşhis aşamasında bırakmadık.Ülkemizin ‘Orta Gelir Tuzağı’ndan nasıl çıkacağıyla ilgili ikinci raporumuzu ekonomi yönetiminin ve kamuoyunun gündemine taşıdık. “Türkiye’ye 3 İstanbul daha lazım” başlıklı öneri listemizde, ülkemizin eğitim durumuna dikkat çektik.
Yeni dönemde topyekun ilerleme kaydetmemiz gereken ilk alanımızın eğitim olması gerektiğine kanaat getirdik. Marka üretemiyor, katma değeri yüksek üretim gerçekleştiremiyor olmamızda, inovasyon yapamıyor ve potansiyelimize yakışan dış ticareti gerçekleştiremiyor olmamızda toplum olarak eğitim süremizin yetersizliğinin önemli payı var. Gelir dağılımında çok kötü bir tabloya sahip ülkelerden biri oluşumuzda, yetersiz kadın istihdamı ve kadın girişimci oranımızda, yaşadığımız sosyal sorunlarda, 6,5 yıllık eğitim ortalamamızın etkisi var. İş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikli personel sıkıntısını henüz çözebilmiş değiliz. Öte yandan üniversitelerimizden mezun olan gençlerimizin, ‘aranan’ personel olamayışındaki sıkıntılarımız devam ediyor.Bu çerçevedeeğitim kalitesinin yükseltilmesi konusunda radikal adımlara acilen ihtiyacımız olduğunu vurgulamak ve hatırlatmak istiyorum.
Değerli Arkadaşlar,
TÜRKONFED, 10 yıllık hazırlık dönemiyle birliktegeride kalan 20 yılı demokratik tartışma ortamında sürdürmüştür.Bu oluşumun, bağımsız ve gönüllü yapısıyla Türk sivil toplum hayatında önemli bir örnek oluşturduğu kanısındayım. Bu 10 yıllık süreçte,Türkiye’nin en temel sorunlarına çözüm üretme yolunda birçok çalışmaya imza attık. ‘Orta Gelir Tuzağı’ çalışmalarının yanısıra Türkiye’de kalkınma ajanslarının kurulma sürecindeki çabalarımızdan ‘Mesleki Eğitim’ alanındaki raporlarımıza, farklı tarihlerde yayınladığımız ‘İş Dünyasında Kadın’ raporlarımızdan ‘KOBİ’lerde Finansmana Erişim’ raporuna kadar yararlı çalışmalar yapmış olmanın gururunu yaşıyoruz.
Burada belirtmek isterim ki, ülkemiz var olan kadın potansiyelini kullanamıyor. Nüfusunun yarısı kadın olan toplumumuzda iş hayatındaki kadın oranımızı artırmak zorundayız. Avrupa Birliği’nde yüzde 53’lerle ifade edilen ‘kadının iş hayatına katılım oranı’nda ülkemizin yüzde 29,5’luk oranı kabul edilebilir değildir. Buradaki tablomuzun değişmesi yönündeki gerek mevzuattan kaynaklanan sıkıntıları gerekse kreşten kadın girişimci teşviklerine kadar atılması gereken adımları ilgili mercilere her fırsatta paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz.
Sayın Başbakan Yardımcımız, 
Bu noktada bazı mikro sorunlara da dikkatinizi çekmek istiyorum:
Suriye’den alınan göç nedeniyle ciddi sosyoekonomik sıkıntılar çeken kentlerimiz var. Ülkemize milyar dolarlara mal olan bu sıkıntının iyileştirilmesi çerçevesinde başta nitelikli eleman olarak çalışabileceklerin adaptasyonu olmak üzere düzenleme yapılması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle sınıra yakın kentlerimizde Suriyelilerden kaynaklanan sosyal ve ekonomik sorunların giderilmesi çerçevesinde atılması gereken adımları bekliyoruz.
Yeni bir yıla girmeye hazırlanırken bazı alanlardaki kronikleşmiş sorunlarımız devam ediyor. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede alınan mesafenin hâlâ yetersiz olduğunu gözlemliyoruz. Başta bilişim ve teknoloji olmak üzere birçok alandaki gelişmeye rağmen önlenemeyen kayıt dışılık, kayıt içerisinde çalışan firmalarımızı haksız rekabetle baş başa bırakmaktadır. Haksızlığın yaşandığı bir başka alanı, dönemsel olarak çıkarılan vergi affı düzenlemeleri oluşturuyor. TÜRKONFED olarak bu yönde düzenleme yapılırken vergisini gününde ödeyen mükelleflere tıpkı SGK primlerinde olduğu gibi indirim sağlanmasını talep etmekteyiz.
Vergi ve istihdamdaki kayıt dışılığın getirdiği haksız rekabetle mücadele eden işletmelerimizde, çalışanın üzerindeki yükler, sürdürülebilir olmaktan çıkmak üzeredir.Bu durumdan işçi eline geçen paradan, işveren ödediğinden şikayetçidir. İş yaşamında personele ödenen her 100 TL’nin karşılığında işverene 84 TL yük binmektedir. Bu tutar, örneğin rekabet ettiğimiz Güney Kore’de her 100 TL karşılığında 34 TL, İngiltere’de 49 TL’dir.Hatta ABD’de 17 TL’dir.
Sayın Başbakan Yardımcımız,
Aramızda, her bölgemizi temsil eden, farklı sektörlerde faaliyet gösteren iş insanları bulunuyor. Dönemsel olarak gerçekleştirdiğimiz ‘sorunlar, çözüm önerileri ve beklentiler’ çalışmamızdan elde ettiğimiz verilerden bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Türkiye iş dünyası, 2018’e kadar cari açığını yüzde 5’ler, milli hasılayı 1,3 trilyon dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyor. Bu çerçevede Sayın Başbakan, 25 alanda yapısal reform öngören ve 9 başlıkta toparlanan programı açıkladı.Başta ithalat bağımlılığını azaltacak eylemlerin hızla hayata geçirilmesi olmak üzere, tüm başlıkları önemli bulmaktayız.
Bu çerçevede ortaya çıkan ihtiyaçlardan biri de teşvik sistemindeki revizedir.Federasyonlarımızdan gelen geri bildirimlerin birçoğunda teşvik sisteminden kaynaklanan ‘iller arası haksız rekabet’ sıkıntısı yer bulmaktadır. Aynı ilin sınırları içerisinde gelir dağılımında önemli farklılıklar arz eden ilçeler mevcutken, teşvik sisteminde daha spesifik yeni bir çalışmaya ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyiz.
Değerli katılımcılar,
Türkiye, konumu gereği her zaman jeopolitik risklerle karşı karşıya bir ülkedir.Bu durumun getirdiği riskler, zaman zaman, siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmelerimize fren oluşturmuştur.Bu riskleri bertaraf etmenin yolu, uluslararası camianın oluşturduğu kurumsal, hukuksal ve ekonomik yapıların içerisinde saygın konumumuzu devam ettirmekten geçmektedir.IMF, Dünya Bankası, NATO, OECD, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği gibi oluşumlar, Türkiye’nin demokratik yapısının gelişmesine ve rekabetçi ekonomisinin güçlenmesine referans oluşturmuşlardır. Sadece AB’nin ‘Kopenhag Kriterleri’ne uyum ve müzakere sürecinin getirdiği reformları hatırlayalım. Türkiye, uluslararası camianın sözüne güvenilir ve saygın bir üyesi olmaya devam etmelidir.
Yeni yıl ortasında gerçekleştirilecek genel seçimlerin, para ve maliye politikalarını bozacak girişimlere neden olmamasını arzu etmekteyiz.2015 yılı ikinci yarısı itibariyle önümüzdeki 4 yıl süre için seçimin konuşulmayacağı bir döneme gireceğiz. Yerli ve yabancı yatırımcı için olumlu değerlendirilecek bu süreçte demokrasinin kurumsallaştırılması, yargı reformu Batı ile ilşkilerin güçlendirilmesi veTürkiye’nin beklenen tüm reformlarını yerine getirmesini ve aynı dönemin yeni anayasa ile taçlandırılmasını beklemekteyiz.
Sayın Başbakan Yardımcımız,
Türkiye’nin G20 dönem başkanlığını devralmış olmasından son derece mutluyuz. Dış piyasada izlenen ekonomi politikalar çerçevesinde ‘Güven veren bakan’ olarak değerlendirilmenizden ve bu yöndeki gayretli çalışmalarınızdan dolayı şahsınıza teşekkür ediyoruz. Küresel ekonomi ve finans açısından önemli bir oluşumun, yani dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85’ini temsil eden bir yapının başkanlığını Türkiye’nin iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede altyapı yatırımları ve finans başlıklarının gündemin üst sıralarında yer alacağı beyanı, Türkiye KOBİ’leri için yeni bir dönem olarak adlandırılabilecektir.KOBİ’lerin bu sürece nasıl entegre olacakları konusunda, TÜRKONFED olarak her türlü göreve hazır olduğumuzu da açıkça ifade etmek istiyorum.
Değerli Konuklar,
Gücümüzü üyelerimizden, tüzüğümüzdeki iş ahlakı kurallarından, etkinliğimizi bağımsızlık, gönüllülük, şeffaflık ve tarafsızlık ilkemizden aldığımızı her platformda ifade ediyoruz. Ancak taraf olduğumuz bazı konuların bilinmesinde de yarar görüyoruz.Örneğin, ekonomik gelişmeyle at başı gitmesi gerektiğine inandığımız demokratikleşme konusunda tarafız.Cumhuriyet ilkeleri, hukukun üstünlüğü ve Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda da elbette tarafız.Bu üçlü yapının ‘Çağdaş Türkiye’nin reçetesi olduğuna inancımız tamdır.
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde iş dünyasının en etkin sivil toplum kuruluşu olma isteğimiz çerçevesinde bu yıl Avrupa KOBİ Birliği (UEAPME) üyeliğimizin kabul edildiğini bir kez de buradan duyurmanın mutluluğunu paylaşmak istiyorum. TÜRKONFED, 10’uncu yılında Avrupa Birliği KOBİ temsilcileriyle masaya birlikte oturabilme imkânına kavuştu. Bu üyeliğin, AB’de KOBİ’lerle ilgili alınan kararlarda TÜRKONFED’in etkili olması fırsatını ortaya koymasının yanı sıra, Türkiye’nin AB sürecinde gerçekleştirilecek lobi çalışmalarına da önemli katkı sağlayacağını düşünmekteyiz. Bu çerçevedeki faaliyetlerimizi, geçtiğimiz ay TÜRKONFED’in Brüksel Temsilciliği’ni açarak etkinleştirdiğimizi de hatırlatmak istiyorum.
Sayın Başbakan Yardımcım,
Malumunuz üzere son dönemde önemli küresel gelişmeler yaşıyoruz.Avrupa Birliği ile ABD arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ekonomimizi ilgilendiren en önemli gelişme olarak karşımızda duruyor.Bu anlaşma çerçevesinde lehimize gelişmeyi ancak AB üyelik sürecimizi güçlendirerek sağlayabileceğimiz görülüyor. Hem siyasi hem de ekonomik olarak Türkiye’nin bir numaralı partneri AB ile müzakere sürecimizde daha samimi, heyecanı artıracak söylem ve yaptırımlara ihtiyacımızın olduğunu düşünüyoruz. AB’yle müzakere süreci, Türkiye’ye bir reform motivasyonu, bir reform dinamizmi sağlıyor. Bu çerçeveyi ihmal edersek, rekabet gücü açısından ülke ekonomisinde zafiyet doğacağını düşünmekteyiz. Bir taraftan iş insanlarımızın önündeki vize engelini kaldırtacak çabalara devam ederken siyasal reformlara da ağırlık vermemiz gerekiyor.
Bu nedenle Yargı ve Temel Haklar başlıklı 23’üncü, Adalet Özgürlük ve Güvenlik başlıklı 24’üncü Fasıl’ın da açılması yönünde gayrete ihtiyacımız bulunuyor. 
Bizler, AB üyelerinin standartlarını yakalamış, demokrasinin iliklere kadar işlediği, kurumlar arası gerilimlerin yaşanmadığı, ötekileştirme ve kutuplaştırma söylemlerinden uzak, gelecek kaygısı yaşanmayan bir ülkede üretmeye, koşmaya, çalışmaya, ter dökmeye devam etmek istiyoruz. 
Taraf olduğumuz bir diğer konuyu da ‘Barış Süreci’ oluşturuyor. Batı Anadolu’daki birçok federasyonumuz, bölge iş dünyasındaki sıkıntılarını, ‘istihdamın üzerindeki yükler, yüksek enerji maliyeti ve kamunun tamamlayamadığı altyapı yatırımları’ olarak belirtirken, Doğu ve Güneydoğu’daki temsilcilerimizin, önlerinde engel olarak ‘güvenlik zafiyeti’ni göstermesi moralleri bozmaya devam ediyor. Bu çerçevede TÜSİAD’la birlikte yürüttüğümüz, Batı Anadolu’daki iş insanını Güneydoğulu iş insanıyla buluşturacak, ortak yatırımlar gerçekleştirilmesine imkân sağlayacak ‘Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi’, yani BORGİP’teki zorunlu duraklamadan rahatsız olduğumuzu vurgulamakta yarar görüyoruz.
Sayın Başbakan Yardımcım,
Değerli Konuklar,
Bundan 10 yıl önce, kurulması için ilk imza atanların içerisinde olmaktan onur duyduğum Konfederasyonumuz, yola 5 bölgesel, 1 sektörel federasyon ve 61 dernekle çıkmıştı. Bugün, toplam 26 düzey bölgesinin 20’sinde güçlü bölgesel federasyonlarımızla ve 3 sektörel federasyonumuzla 10’uncu yılımızı büyük bir gururla kutluyoruz. 2015’te Genişleme ve Derinleşme Projemizi devam ettirerek, 2016’da 26 bölgede 26 federasyonla bu süreci tamamlamayı planlıyoruz.
Öykümüzü anlatmak dile, yazmak kaleme kolay gelebilir...
İşten, eşten, çocuklardan uzak kalma pahasına özveri... Çalışmakla geçen uykusuz geceler, kat edilen kilometreler, engelleri aşma karşısındaki mücadele ve sabır… Tüm bunların eseri olan TÜRKONFED, 10 yılı geride bıraktı.Bu 10 yılda ekonomi ve siyasette tarihe not düşülecek onlarca gelişme yaşandı.Bu süreçte Konfederasyonumuzu farklı kılan duruşumuz, demokrasiye ve hukukun üstünlüğü ilkesine sahip çıkan tavrımızdı.
Demokrasi ve büyümenin birlikte gelişmediği sürece anlam bulmayacağını her fırsatta vurgulayan Konfederasyonumuza, nice 10 yılları aynı ilkelerle kutlamasını temenni ediyorum.
Bu kutlu yürüyüşü başlatan kurucu üyelerimize, Kurucu Başkanımız Sn.Enis Özsaruhan’a, geçmiş dönem başkanlarımız Sn. Celal Beysel ve Sn.Erdem Çenesiz’e, geçmiş dönemlerin tüm yönetim kurulu üyelerine yürekten teşekkür ediyorum.Aramızdan ayrılanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.
Bu güzel birlikteliğe emek veren,40 yılı aşkın bilgi birikimini bizlerle paylaşan TÜSİAD’a, tüm federasyon başkan ve yöneticilerine, federasyon üyeleri derneklerimize, yürütme kurulumuza, yönetim kurulundaki arkadaşlarımıza, yüksek istişare kurulumuza, genel sekreterliğimizde görev alan tüm çalışanlarımıza, danışmanlarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca aramızdan ayrılan profesyonel arkadaşlarımıza başta geçmiş dönem Genel Sekreterimiz Arzu Turhan’a teşekkürü bir borç biliyorum.Bir teşekkürüm de geçmiş dönem TÜSİAD Başkanlarımız Sn. Erkut Yücaoğlu’na, Sn.Ömer Sabancı’ya, Sn. Arzuhan Yalçındağ’a ve Sn. Ümit Boyner’e olacak.Gerçekten bizleri hiç yalnız bırakmadılar ve bize güç verdiler.
Biliyorum, teşekkür bölümünü uzattım.Ancak, marifet iltifata tabidir.
O kadar çok teşekkür edeceğim kahramanlar var ki... Burada isimlerini saymakla bitirebilmem mümkün değil. Örneğin, UEAPME üyeliğimiz ve Brüksel Temsilciliğimizin açılışında desteğini esirgemeyen Sn. Bahadır Kaleağası’na ve TÜSİAD Genel Sekreteri Sn. Zafer Ali Yavan’a ve danışanımız Sn. Haluk Tükel’e, emekleri için teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca, 10’uncu Yılında TÜRKONFED kitabının yazarı Sn. Haşim Akman’a da teşekkür ediyorum.Kitap, Konfederasyonumuzla birlikte Türkiye iş dünyasındaki sivil toplum kuruluşu tarihçesini içermesi bakımından büyük önem taşıyor. Tarihimizi kayıt altına alacak bu çalışmanın geleceğimize ışık tutacağına inanıyorum. 
 
Özel bir teşekkürüm de,geçen dönem TÜRKONFED Yönetim Kurulu’nda birlikte çalıştığımız ve Konfederasyonumuz ‘Derinleşme Projesi’nin fikir babası olan bir değerli isme… 10’uncu yılına giren TÜRKONFED’e hepimiz gibi inanan, her zaman destek veren bir önceki TÜSİAD Başkanı Sn. Muharrem Yılmaz’a yürekten teşekkür ediyorum.
Katılımınız için başta hanımefendiler olmak üzere hepinize teşekkür ediyorum.
Evet... En büyük ve son teşekkürüm, bugün mutluluğumuzu paylaşan Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan’a olacak. Bizleri onurlandırdığınız için, tüm aile adına sizlere teşekkür ediyorum.  
Ve sözlerimi “Türkiye’ye TÜRKONFED ilelebet lazım” sloganımızla tamamlıyor, hepinize saygılar sunuyorum.
 

Paylaş: