Süleyman Onatça, TÜRKONFED İş Dünyası Kadın Rapor Lansmanı'nda Konuştu

Süleyman Onatça, TÜRKONFED İş Dünyası Kadın Rapor Lansmanı'nda Konuştu
TÜRKONDED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça,  TÜRKONFED İş Dünyası Kadın Rapor Lansmanı'nında bir konuşma gerçekleştirdi.
 
 
Konuşmanın tam metni aşağıda ve ekli dosyada yer almaktadır.
 

Saygıdeğer Medya Mensupları,

Kıymetli Hocalarım,  Değerli Konuklar;

İş Dünyasında Kadın Raporu çalışmamızın ikinci cildine dair bilgileri paylaşacağımız bu özel akşamda, bizlerle birlikte olduğunuz için TURKONFED adına teşekkürlerimi sunar, saygıyla selamlarım.

TÜRKONFED, kadının iş hayatına kazandırılması çerçevesinde 2007 yılından beri çalışma yapıyor. 2007 yılında İş Dünyasında Kadın Raporumuzu kamuoyu ile paylaşırken kadının iş hayatında yer almadığı bir ekonomiyi, iki motorundan biri düşük kapasiteyle uçmaya çalışan bir uçağa benzetmiştik. Böyle bir uçakla hedefe ulaşmanın güçlüğünü anlatmıştık.

Türkiye’de kadının iş hayatına katılımının önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik önerilerimizin bir bölümü gerçekleştirildi. 2006 yılında kadının iş gücüne katılım oranı 7 yılda yüzde 5 puanlık artışla 29,5’e ulaştı. Bu oran dünya ortalamasında yüzde 51 oranındadır. Bu tablo bize ekonomimizin uzun süreden beri tek motoru düşük kapasiteli çalışan uçakla yolumuza devam etmeye çalıştığımızı gösteriyor.

Gelişmiş ekonomilerde, Avrupa Birliği’nde yüzde 53’lere varan kadının iş gücüne katılım oranında hala yüzde 30’ları yakalayamamış bir Türkiye’nin 2023 hedeflerini nasıl yakalayabileceği konusundaki kuşkularımız devam ediyor.

Değerli akademisyenlerimiz güncelledikleri ‘İş Dünyasında Kadın’ raporunda önemli tespitlerde bulundu. Bu tespitler oluşturulurken sadece rakamlardan, istatistiklerden yararlanmadık. Türkiye’nin dört bir yanında yer alan İş Kadınları Derneklerimizle çalıştık. Diyarbakır ve Samsun’da geniş katılımlı iki başarılı çalıştay gerçekleştirdik. Bütün bu çalışmalar neticesinde ortaya konan sonuçların detaylarını değerli hocalarımız sizlere aktaracak.

Ancak, raporumuzla ilgili birkaç tespitimi sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum. Türkiye’de kadının iş hayatına katılımının önündeki en önemli engellerden biri ne yazık ki mevzuatlardır. Anayasamızdaki bazı maddeler başta olmak üzere kadının lehineymiş gibi gözüken düzenlemelerin aslında kadını iş hayatından uzaklaştıran engeller olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Örneğin, Avrupa Birliği’nde 16 hafta olarak kullanılan doğum izninin Türkiye’de 18 hafta olarak düzenlenmesi, işverenin kadın çalışanı tercih etmemesi gibi bir pozisyonu doğurması gibi…

Kadınlarımızın çalışabilmeleri için çocuklarını güven içinde teslim edebilecekleri,  çağın gerektirdiği gibi kreş altyapısını kurabilmiş değiliz. Bu konuda yine mevzuat engeline takılmış durumdayız. Yıllardır konuştuğumuz kreş yardımı düzenlemesi yasalaşmış değil.

Son yıllarda kadın çalışana yönelik teşvik primlerinin uygulamasında da sorunlar var. Zira mali müşavirler fazla prosedürler yüzünden teşvik alacak kadın çalışanların bordro düzenlemelerini yapmaktan kaçınıyor. Burada da mevzuatın sadeleştirilmesine ihtiyaç var.

Kadını ekonomiye kazandırma çerçevesinde eğitim faktörü yine büyük önem taşıyor. İstatistikler eğitimli kadınının iş hayatına katılımının, katma değeri yüksek üretime adaptasyonunun daha kolay olduğunu gösteriyor. Bu konunun bir başka penceresi de eğitim müfredatımızda gerçekleştirilmesi gereken düzenlemedir. İlköğretimden lisansa eğitim sürecimizin her aşamasında ekonominin ancak kadının iş hayatında olmasıyla gelişebileceğinin aktarılması için de müfredatta mevzuat düzenlemesine ihtiyaç var.   

Biz, kadının iş hayatına katılımı konusunu sadece kadın çalışanlar olarak değerlendirmiyoruz. Bu noktada Türkiye’nin kadın girişimci oranının da artmasına ihtiyaç var. Girişimcilik eğitimleri, mikro krediler gibi desteklemelere rağmen girişimcilerimizin sadece yüzde 7’sinin kadın olması bu alanda da daha kat edecek uzun bir yolumuzun olduğunu gösteriyor. Yine bu çerçevede kadın girişimciliğini özendirecek mevzuat düzenlemelerine ihtiyacımız olduğu açık.

Uzmanlar kreş, doğum izni, teşvik gibi mevzuatlardaki düzenlemelerle Türkiye’de kadının iş hayatına katılım oranında kısa sürede en az bir kat oranında artış yaşanabileceğine dikkat çekiyor. O halde bu konudaki mevzuat düzenlemelerinde daha samimi bir yaklaşıma ihtiyacımız olduğu bir gerçek.

Değerli Arkadaşlar,

Bu alanda son yıllarda yapılmış en detaylı raporlardan birini sunuyoruz. İlginç tespitler yer aldığını belirtmiştim. Kadının iş hayatına katılımıyla ilgili yüzde 29,5’lik oranın içerisinde evde yaşlı veya engelli bakımı gerçekleştiren ancak hiç bir sosyal güvencesi olmayan 424 bin 347 kadın da yer alıyor. Dolayısıyla kamu bir nevi sosyal güvencesiz istihdam yaratmış oluyor. Oysa bu hizmetin kurumsallaştırılması ve bu görevi yerine getiren kadınlarımızın sosyal güvenceye kavuşturulması gerekiyor.

Değerli Arkadaşlar,

Ben sözlerimi daha fazla uzatmak istemiyorum. Bu çalışmanın ortaya çıkmasında büyük emeği bulunan TÜRKONFED Kadın Komisyonu Başkanı Sn. Hülya Gedik Sadıklar’a ve yardımcılarına, değerli akademisyenlerimize ve katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyorum.

Burada olduğunuz, Türkiye’nin bu çok önemli sorununa duyarlılık gösterdiğiniz için sizlere de teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

 

Paylaş: