Sigorta Tahkim Komisyonu Nezdinde Bilirkişilik Yapacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Danıştay Kararı

Sigorta Tahkim Komisyonu Nezdinde Bilirkişilik Yapacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Danıştay Kararı

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin (“Yönetmelik”) 16. maddesinin 12. fıkrası uyarınca hakemler, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“Kurum”) belirleyeceği esaslar çerçevesinde her yıl hakemlerin başvuracakları bilirkişi listesini düzenler ve bilirkişiler bu listelerden seçilir.

Sigorta Tahkim Komisyonu Nezdinde Bilirkişilik Yapacaklara İlişkin Usul ve Esaslar’ın (“Usul ve Esaslar”) Bilirkişiliğe Kabul Şartları başlıklı 4. maddesinin 3. fıkrası, hukuk öğrenimi görmüş kişilerin, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu ve 1. fıkradaki şartları[1] taşıdığını belgelendirmediği takdirde bilirkişilik listesine kaydedilmeyeceği düzenlemekte idi.

Usul ve Esaslar’ın 5. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ise:

• Sürekli sakatlık/destekten yoksun kalma tazminatları hakkında bilirkişi atanacak kişilerin aktüer veya yardımcı aktüer ile üniversitelerin ilgili bölümlerinde aktüerya konusunda görev yapan öğretim elemanı,

• Değer kaybı hakkında bilirkişi atanacak kişilerin kara araçları branşında ruhsat sahibi sigorta eksperi,

• Yangın ve doğal afetler ile mühendislik sigortaları hakkında bilirkişi atanacak kişilerin ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperi, meslek odasına kayıtlı mühendis veya üniversitelerin ilgili bölümlerinde görev yapan öğretim üyeleri,

• Sağlık/hastalık hakkında bilirkişi atanacak kişilerin devlete ait kurumlarda veya üniversite hastanelerinde görev yapan doktor,

• Devlet destekli tarım sigortaları hakkında bilirkişi atanacak kişilerin ilgili alanda ruhsat sahibi Tarım Sigortaları Havuzu eksperi

olmaları gerektiği düzenlenmekte idi.

İstanbul Barosu Başkanlığı tarafından Danıştay 10. Daire nezdinde açılan 2016/13780 E., 2021/4716 K. sayılı davada:

• Bilirkişi atanacak kişilerin uzmanlık alanları belirlendikten sonra bu alanlarda yalnız aktüer, yardımcı aktüer, sigorta eksperi, meslek odasına kayıtlı mühendis, devlete ait kurumlarda veya üniversite hastanelerinde görev yapan doktorların bilirkişi olarak görevlendirileceği yolunda getirilen düzenlemenin Sigortacılık Kanunu’na ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na aykırı olduğu,

• Aktüer ve sigorta eksperlerinin ödemelerini uygulamada sigorta şirketlerinden aldıkları, bu nedenle hazırlayacakları bilirkişi raporlarında tarafsızlıklarının tartışmalı olacağı

ileri sürülerek Usul ve Esaslar’ın 5. maddesinin 1. fıkrasının iptali talep edilmiştir.

Buna ek olarak, hukukçuların ve avukatların bilirkişilik yapmalarını engellemeye yönelik olması nedeniyle yukarıda açıklanan 4. maddenin 3. fıkrasının da iptali talep edilmiştir.

Davalı Kurum, 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 10. maddesinin 4. fıkrasında hukuk öğrenimi görmüş kişilerin, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu ve birinci fıkradaki şartları taşıdığını belgelendirmediği takdirde bilirkişilik siciline ve listesine kaydedilmeyeceği hükmünün yer aldığını ve dava konusu düzenlemelerin Yönetmelik’in 16. maddesinin 12. fıkrasına uygun şekilde tesis edildiğini savunmuştur.

Danıştay Savcısı, bilirkişiliğin olayın teknik özelliğinin ve gerçek durumun tespitinin, hakemin mesleki bilgisini aşan, özel ve teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren bir uğraş olması ve bu nedenle uyuşmazlığın çözümü için bu konuda anılan nitelikte bilgi ve uzmanlığa sahip bilirkişiye başvurulmasını zorunlu bulunması halinde başvurulan bir kurum olduğunu belirtmiş; riski ölçme ve yönetmede uzman olmak üzere ilgili matematik, emeklilik matematiği, finans matematiği, aktüeryal yazılımlar, kara araçları, sağlık, tarım, yangın, doğal afetler konusunda eğitimler alan kişilerin, insanların ve kurumların karşılaştığı risk konularında bilirkişi olarak atanmalarında mevzuata, kamu hizmeti ve kamu yararı ilkelerine aykırılık görülmediğini ifade etmiştir. Dava dilekçesinde iler sürülen diğer iddialarda da üst normlara ve hukuka aykırılık görülmediğini vurgulayarak davanın reddi kararı verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.

Öte yandan, Danıştay 10. Daire, 13.10.2021 tarihli ve 2016/13780 E., 2021/4716 K. sayılı kararı ile dava konusu düzenlemenin amacı, kapsamı ve düzenleme alanı göz önünde bulundurulduğunda davalı idarenin Sigorta Tahkim Komisyonu’nda görev yapacak bilirkişilerde aranacak niteliklerin Resmî Gazete’de yayımlanacak bir yönetmelik ile düzenlenmesi gerektiği; anılan hususların Usul ve Esaslar şeklinde düzenlemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varmıştır. Açıklanan nedenlerle Usul ve Esaslar’ın 5. maddesinin 1. fıkrası ile 4. maddenin 3. fıkrasının iptaline karar verilmiştir.

Yargılama esnasında 18.04.2019 tarihli ve 30749 sayılı Resmî Gazete’de Sigorta Tahkim Komisyonu Bilirkişilik Yönetmeliği yayımlanarak yayım tarihinden 4 ay sonra yürürlüğe girmiştir. Davalı Kurum, Sigorta Tahkim Komisyonu Bilirkişilik Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesi ile davanın konusuz kaldığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06.10.2022 tarihli ve 2022/1046 E., 2022/2750 K. sayılı kararı ile, temyizen incelenen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddine ve Danıştay 10. Daire’nin 13.10.2021 tarihli ve 2016/13780 E., 2021/4716 K. sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir. Söz konusu karar ile, Usul ve Esaslar’ın 5. maddesinin 1. fıkrası ile 4. maddenin 3. fıkrasının iptaline ilişkin Danıştay kararı kesinleşmiştir.

Sigorta Tahkim Komisyonu Bilirkişilik Yönetmeliği kapsamında hukuk öğrenimi görmüş kişilere ilişkin özel bir düzenleme yer almadığı görüldüğünden, iptal kararının kesinleşmesinin, hukukçuların ve avukatların Sigorta Tahkim Komisyonu’nda bilirkişilik yapmalarının önünü açtığı değerlendirilmektedir. Buna karşılık Sigorta Tahkim Komisyonu Bilirkişilik Yönetmeliği’nin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na paralel olarak bilirkişinin raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamayacağı ve hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunmayacağı yönünde düzenlemeler içerdiğini vurgulamak gerekir.

[1] Sigorta Tahkim Komisyonu Nezdinde Bilirkişilik Yapacaklara İlişkin Usul ve Esaslar m. 4/(1), bilirkişilik faaliyetinde bulunacak gerçek kişilerde aranan şartları düzenlemektedir.

-----

Sigorta ve Reasürans

Aysel Korkmaz Yatkın ve Kardelen Özden



Paylaş: