Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 45. maddesi uyarınca herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.

Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir. Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir.

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından yayımlanan 23.09.2012 – 30.06.2022 dönemine ilişkin istatistikler[1] uyarınca ilgili dönem içerisinde toplam 428.554 bireysel başvuru yapılmış olup, halihazırda sonuçlandırılan başvuru sayısı 320.253’tür. Diğer bir deyişle, ilgili dönem içerisinde yapılan bireysel başvuruların %74,7’si karara bağlanmış olup, %25,3’ü halihazırda derdesttir. Söz konusu istatistikler uyarınca karara bağlanan başvurulardan:

• 188’i kabul edilemezlik ile;

• 902’si hakkın ihlal edilmediği yönünde;

• 838’i en az bir hakkın ihlal edildiği yönünde;

• 843’ü idari ret ile ve

• 482’si diğer şekillerde (düşme, dosya kapatma, başvurunun reddi)

sonuçlanmıştır.

İhlal kararlarının hak ve özgürlüklere göre dağılımı incelendiğinde, makul sürede yargılanma hakkının ihlali kararları en başta gelirken, mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkı sırasıyla ikinci ve üçüncü sırada gelmektedir.

Bireysel Başvuru Usulü

Bireysel başvuru usulü Kanun’un 47. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre, başvuru dilekçesinde:

• başvurucunun ve varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgilerinin,

• işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle ihlal edildiği ileri sürülen hak ve özgürlüğün ve dayanılan Anayasa hükümlerinin,

• ihlal gerekçelerinin,

• başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamaların,

• başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih ile

• varsa uğranılan zararın

belirtilmesi gerekir.

Başvuru dilekçesine, dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğinin eklenmesi de şarttır. Başvurucu bir avukat tarafından temsil ediliyorsa, vekâletnamenin sunulması gerekmektedir.

Öte yandan, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 59. maddesi uyarınca bireysel başvurular, İçtüzük ekinde örneği bulunan başvuru formu kullanılarak resmî dilde yapılmalıdır. Başvuru formunda, diğerlerinin yanı sıra:

• Kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti,

• Bireysel başvuru kapsamındaki güncel ve kişisel haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar,

• İhlal edildiği iddia edilen temel haklar ve bunlara ilişkin açıklamaların birbirleriyle ilişkilendirilerek ayrı ayrı yapılması,

• Varsa maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik tedbir talebi ve bunun gerekçeleri,

yer alır.

Başvuru Süresi

Kanun’un 47. maddesi uyarınca kural olarak bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.

Anayasa Mahkemesi kararlarında, "başvuru yollarının tüketildiği tarih" ibaresinin "nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği tarih" olarak anlaşılması gerektiği ve bu öğrenmenin somut olayın özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleşebileceği belirtilmektedir[2]. Buna ek olarak, nihai kararın gerekçesinin tebliğinin öğrenme şekillerinden biri olduğu, ancak öğrenmenin tebliğ ile sınırlı olarak gerçekleşmeyeceği; başka şekillerde de öğrenmenin söz konusu olabileceği vurgulanmaktadır. Dolayısıyla, nihai karar gerekçesinin tebliğden evvel öğrenildiği durumlarda, otuz günlük başvuru süresinin başlangıcı olarak tebliğ tarihinin değil; öğrenme tarihinin esas alınması gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Ortak Projesi kapsamında hazırlanan Bireysel Başvuru (Anayasa Şikâyeti) Usul Hukuku el kitabında, Anayasa Mahkemesi’nin içtihatlarında diğerlerinin yanı sıra aşağıdaki durumların “nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği tarih” olduğunu ifade edilmiştir:

• Nihai kararın gerekçesinin tebliğ tarihi,

• Başvurucunun dosyadan nihai kararın gerekçesinin suretini aldığı tarih,

• Başvurucunun kararı öğrendiğini beyan ettiği tarih,

• Derece mahkemesinden kararın gerekçesinin öğrenilmesinin mümkün olduğu durumlarda nihai kararın sonucunun öğrenildiği tarih,

• Dosyanın içeriğinden başvurucunun karardan haberdar olduğunun anlaşıldığı durumlarda haberdar olma tarihi,

• Yargıtay’daki duruşma sırasında tefhim tarihi,

• Çağrı kağıdının tebliğ tarihi,

• Ödeme emrinin tebliğ tarihi,

• Dosyadan fotokopi alınma tarihi.

Harçlar

Kanun’un 47. maddesi uyarınca bireysel başvurular harca tabidir. Harcın ödendiğine dair belgenin başvuru formuna eklenmesi gerekmektedir. 2022 yılı Yargı Harçları Tarifesi uyarınca Anayasa Mahkemesi nezdindeki başvuru harcı 664,10 TL’dir.

Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları, incelenmesi ve esas hakkındaki inceleme

Kanun’un 48. maddesi uyarınca mahkeme, Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.

Kanun’un 49. maddesi uyarınca kabul edilebilirliğine karar verilen bireysel başvuruların esas incelemesi yapılır. Esas incelenirken, başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu görülen tedbirlere re’sen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir.

Kanun’un 50. maddesi uyarınca esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.

[1] https://www.anayasa.gov.tr/media/8113/bb_2022_2_tr.pdf

[2] Bülent Aktaş ve diğerleri başvurusu, AYM, 2014/19389, 07/12/2016, § 11.


-----

Uyuşmazlık Yönetimi

Beril Yayla Sapan ve Kardelen Özden


Paylaş: