Türkiye’de ve Dünyada Ekonomik Gündem: Finansal Piyasaların Gölgesinde

Türkiye’de ve Dünyada Ekonomik Gündem: Finansal Piyasaların Gölgesinde

Mayıs ve Haziran aylarının uluslararası ve yurtiçi ekonomi gündemi, ağırlıklı olarak döviz kurlarında görülen dalgalanmalar idi.  Politik, ekonomik ve yapısal gelişmeler karşısında piyasaların denge arayışı, doların hem Euro, hem de hem de gelişmekte olan para birimleri karşısında güçlenmesine sebep oldu. Gelişmekte olan ülkelerde Türkiye, Arjantin ve bu hafta itibariyle Brezilya para birimlerinde dalganın boyutu diğer ülkelere göre daha yüksek olurken, gelişmiş ülkelerde İtalya kaynaklı problemler Euro’nun baskılanmasına sebep oldu. 

Türkiye açısından önümüzdeki dönemde en önemli konular, seçimler sonrası uygulanacak ekonomi politikalarında reform öncelikleri, yüksek gelen 2017 ve yüksek gelecek 1. Çeyrek büyüme verileri sonrasında, makroekonomik dengelerin 2. çeyrek ve 2. yarıyılda nasıl bir seyir izleyeceği olacaktır.  Enflasyon, cari açık, büyüme göstergeleri arasındaki dengedeki öncelikler ve politika adımları, Türkiye açısından öne çıkan gündem maddeleri olarak gözükmektedir.

Döviz kurlarında dünya genelinde artan dalgalanma mevcut:

Gelişmekte olan ülkelerdeki dalgalanmaların temel sebeplerinden biri, 2008’te başlayan gelişmiş ülke parasal genişlemesinin kademeli olarak azalacağının belirtilmesiydi. 2013’ten günümüze kadar bu söylem devam etti ve FED faiz artım sürecine girdi. Doların özellikle son dönemde gelişmekte olan ülke paralarına karşı değer kazanması, ABD ekonomisinden gelen olumlu işaretler, Euro bölgesinde İtalya kaynaklı endişeler, ülkeler arası ticarette korumacılık politikaları ve FED’in faiz artım sürecinden kaynaklanıyor.

Uluslararası gelişmelerin yanında, Türkiye özelinde makroekonomik politika öncelikleri ile ilgili soru işaretleri ile TL üzerinde de Mayıs ayında baskı arttı. Mayıs ayında Türk Lirasındaki değer kaybı Dolar karşısında sene başından itibaren yaklaşık %20 seviyelerine çıktı. Ancak Merkez Bankası’nın aldığı faiz artırımı ve faizler ile para politikasında sadeleştirme adımları ile Türk Lirasında dalgalanma boyutu azaldı. 7 Haziran itibariyle de Merkez Bankası politika faizini %16,50’den %17,75’e yükseltti. Merkez Bankası’nın açıklamasında enflasyonun yükselişinde maliyet yönlü gelişmeler olduğu ve enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmaya devam edilebileceği vurgulayarak, politika öncelikleri ile ilgili soru işaretlerini azaltmaya çalıştı.

Kaynak: TÜİK verileri ile hesaplanmıştır

Dünya genelinde Dolar Kuru ile ilgili en fazla makale Asya’da

Dünya genelindeki trendleri izleyen GDELT Analysis veritabanına göre, son bir ay içerisinde (30 Nisan – 30 Mayıs 2018) Dolar kuru ile ilgili en fazla makale Asya ülkelerinde görülürken, Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinde de yoğun arama yapıldı. Latin Amerika ise bu ülkeleri takip etti. Gelişmekte olan ülkelerin Asya ve Latin Amerika’da daha fazla yer aldıkları düşünüldüğünde Asya’nın Dolar’ın etkilerini daha fazla sorgulattığı gözlendi.

Son 1 ay içinde ABD dışında Dolar kuru hakkında en fazla makalenin çıktığı ilk 10 ülke sırayla Çin, İngiltere, İran, Japonya, Fransa, Türkiye, Kanada, Kuzey Kore, Rusya ve Avustralya oldu. Verilere göre Türkiye’de makaleler en fazla İstanbul ve Ankara’da yer alırken Van, Kilis ve İzmir bu şehirleri takip ediyor.

GDELT’in bu verilerinde o bölgede aratılan kavramın bölgeye etki yaratan “makale sayıları” veri olarak inceleniyor ve ısı haritaları oluşturuluyor. Türkiye’deki makale tonlarının genel olarak olumsuz olduğu ise verilerde yer alan bir başka bilgi.

Kaynak: GDELT Analysis, Mayıs 2018

Enflasyon çift hanelerde kaldı: TÜFE ve ÜFE Arasındaki Fark Maliyetleri Nasıl Etkileyecek?

Mayıs ayında yıllık enflasyon %12,15 ile %11,1 seviyesindeki beklentilerin üstünde geldi. Aylık artış da %1,62 ile yine beklenti seviyesinin (%1) üstünde gerçekleşti. Mayıs ayında aylık en fazla giyim ve ulaştırma kalemlerinin fiyatlarında artış yaşandı. Son 10 aydır, çekirdek enflasyon çift hanelerde seyrediyor; Mayıs ayında ise %12,8 değerine yükseldi. Çekirdek enflasyon gıda ürünleri, içki, tütün, altın ve enerji fiyatları dışında kalan fiyatları içeriyor.

Öte yandan, yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) artışı ise aylık olarak %3,79 ve yıllık olarak %20,16 seviyesine yükseldi.  Önümüzdeki dönemde üretim sektörü ve KOBİ’ler açısından en önemli konu, TÜFE ve ÜFE enflasyonu arasındaki farkın hangi yönde ve hangi hızda kapanacağı olacaktır.  İkisinin arasındaki farkın yakınsamaması, özellikle küçük üreticinin karlılık göstergelerini etkileyebilecektir. 

Mayıs ayında Türk Lirasının Dolar ve Euro karşısında %20’lere varan değer kaybı sonrasında enflasyonun Haziran ayında yine çift hanelerde kalacağı ve Temmuz ayında tepe noktayı göreceği ön görülüyor. 

Kaynak: TÜİK verileri ile hesaplanmıştır

Ocak-Mart 2018 döneminde yapı ruhsatı kullanımı önceki yıllara göre azaldı

Ocak-Mart 2018 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yapı ruhsatı alınan bina sayısı %23,5 azalarak 22.481 olurken, binaların değeri de %20 azalarak 37,9 milyar TL’ye geriledi. Yapı izni alınan binaların sayısı ise %3,4 arttı ve 27.950 oldu, geçen sene aynı dönem bu sayı 27.037 idi.  TÜİK’in son verilerine göre konut satışları da Nisan ayında geçen yıla göre %9,9 azalarak 103.087 oldu.

Kaynak: TÜİK İnşaat İstatistikleri

Son veriler ekonomik büyümenin ilk çeyrekte %7 civarında olacağı ancak ikinci çeyrekte bir yavaşlama içine gerileyebileceğine işaret ediyor. Dünya Bankası Türkiye’nin kredi destek programlarının uzatılması ve mali konsolidasyondaki gecikmelerin öngörülen yavaşlamanın etkisini azaltması ile birlikte 2018’de %4,5 büyüyeceğini, 2019’da ise büyümenin %4’e doğru yavaşlayacağını öngörüyor. OECD’nin Türkiye için 2018 büyüme tahmini %5,1; 2019 için ise %5. IMF ise Mayıs ayında yayınladığı ekonomik görünüm raporunda Türkiye’nin 2018 için büyüme tahminini %4,3’ten %4,4’e yükseltmiş, 2019 için ise %4’te tutmuştu.

Güçlü İhracat Verileri Büyümeyi Destekliyor:

2018 yılında büyümeye en büyük destek ihracat verilerinden geliyor: TÜİK verilerine göre Ocak-Nisan 2018 döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla toplam ihracat artışı %8,6 oldu. AB ülkelerine yapılan ihracat %21,5 artarken, Latin Amerika ülkelerine yapılan ihracat ise %37,7 arttı. Avustralya ve Yeni Zelanda’ya artış %34,3 ve Diğer Avrupa ülkelerine yapılan ihracat artışı ise %29,6 oldu. Latin Amerika ülkelerinden Venezüela’ya yapılan ihracat geçen yıla göre 4,5 katına çıkarken, Paraguay’a %51 ve Brezilya’ya %45 arttı.

Ocak-Nisan döneminde en fazla ihracat 23,3 milyar Dolar ile Avrupa Birliği ülkelerine yapılırken, 12,3 milyar Dolar ihracat ile Yakın ve Orta Doğu ülkeleri ikinci sırada yer alıyor (ancak bu ülkelere yapılan ihracat geçen yıla göre %21,8 oranında azaldı). Aynı dönemde AB hariç diğer Avrupa ülkelerine 2,9 milyar Dolar, Güney Amerika ülkelerine ise 415 milyon Dolar ihracat yapıldı.

Kaynak: TÜİK verileri ile hesaplanmıştır

Paylaş: