YÖNETİM KURULU BAŞKANI CELAL BEYSEL ''KOBİ'lerde Dönüşüm'' Açılış Konuşması

YÖNETİM KURULU BAŞKANI CELAL BEYSEL ''KOBİ'lerde Dönüşüm'' Açılış Konuşması

Sayın Bakanım, Saygıdeğer konuklar, Değerli basın mensupları,

‘KOBİ’lerde Dönüşüm’ konulu sempozyumumuza hepiniz hoş geldiniz, onur verdiniz.

 

Ülkemizde sanayici ve işadamlarının örgütlenmeleri, 70’li yıllarda büyük firmaların ortak hareketi sonucu TÜSİAD’ın kuruluşu ile başlamıştı. Anadolu’nun farklı bölgelerindeki girişimciler, çoğunlukla KOBİ’ler, 1980’li yıllarda başlayarak TÜSİAD benzeri gönüllü, bağımsız STK’ları kurdular. Konfederasyonumuz, AB’ne uyum yasalarının yürürlüğe girmesiyle, 2004 yılında Anadolu’daki bu bağımsız ve gönüllü STK’larının şemsiye kuruluşu olarak kuruldu. Bugün TÜRKONFED, dokuz federasyon, 96 dernek ve 9600 iş insanı üyesi ile Türkiye’nin en büyük gönüllü ve bağımsız sivil toplum kuruluşlarından biridir.

 

Büyük bir iş dünyası örgütü olarak TÜRKONFED’in ilgi alanı tabii ki iş dünyasının ortak sorunlarıdır. Konfederasyonumuz her yıl bu sorunlar arasından birini ana tema olarak seçiyor ve yıl boyunca konuyu çeşitli illerde, çeşitli platformlarda tartışıyor. Sadece tartışma açmakla kalmıyor, fikir ve çözüm de üretiyor. 11 yıldır, yani TÜRKONFED henüz yasal olarak kurulmamışken SİAD’ların ortak olarak başlattıkları bu gelenek şimdiye kadar hep Türkiye’nin önemli konularını gündeme taşıdı.

 

Örneğin, KOBİ’lerin kalifiye eleman ihtiyacını karşılayacak olan mesleki eğitim konusundaki etkinliklerimiz bu konunun Türkiye’nin gündeminde ön sıralara çıkmasını sağladı. 2007 yılı içinde gerçekleştirdiğimiz İstihdam Paketi çalışmaları yine KOBİ’lerin istihdam konusundaki sorunları ve çözüm önerilerini oluşturma ve hükümete iletme konusunda önemli birer aşamaydı. İstihdam Paketi’ni detaylı incelerseniz, TÜRKONFED fikirlerinin izlerini görürsünüz.

 

Yine 2007 yılı içinde TÜSİAD, Rekabet Forumu, Ulusal İnovasyon Girişimi ile birlikte başlattığımız Bölgesel İnovasyon Merkezleri’nin oluşturulması konusundaki çalışma, uzun vadede KOBİ’lerin başarılı olmasında en önemli faktörlerden biri olan Ar-Ge ve inovasyon altyapılarının güçlendirilmesi amacına hizmet ediyor.

 

Değerli konuklar,

 

KOBİ’ler de, ülke ekonomisinin belkemiğidir. Ana sanayinin satın aldığı hizmetin, ürünlerin kaynağıdır. İstihdam, mesleki eğitim gibi konuların çözüm yolları, KOBİ’lerin sorunlarının içinde gizlidir. KOBİ’lerin sorunlarını göz ardı ederek, sadece makro bir gözlük ile sosyal ve ekonomik sorunlarımıza çare bulmak mümkün değildir.

 

Gelişmiş ülkeler, tabii AB ülkeleri de, KOBİ’lerinin önemini yıllar önce anlamış, KOBİ’lerinin gelişmesi için çeşitli mekanizmalar geliştirmişlerdir. Bu günkü konumlarını da kaliteli hizmet ve üretimi olan, ana sanayilerini en verimli biçimde besleyen KOBİ’lerinin gelişmişliğine borçludurlar. Örneğin otomotiv sanayinin çevresinde, gerek ana sanayinin, gerekse – KOBİ olmaları nedeniyle- kendi devletlerinin verdiği çeşitli eğitim, Ar-Ge ve sair destekler ile yüzlerce tasarım ve mühendislik firması oluşabilmiştir

 

Bizdeyse bir yanlış anlama sonucu ekonomi liberalleştirilirken “giderek daha az devlet desteği alması, kendi becerileriyle ayakta durması gereken” büyük firmalarımız ile KOBİ’ler yıllarca aynı kefeye konmuştur. Büyük firmalara verilen destek kesilirken, KOBİ’ler de desteksiz bırakılmıştır. Bunun sonucu KOBİ’lerimiz az gelişmişliklerinin getirdiği dezavantaj ile bir türlü batıdaki örneklerinin becerilerine, boyutlarına erişememişlerdir. KOBİ’lere yönelik az sayıdaki destekler ise, geleceğin şekillendirilmesi amacına hizmet edememiş,  politik nedenlerle popülist yardımlar olarak, günü kurtarma yönünde heba edilmiştir.

 

KOBİ’leri büyük şirketlerle rekabette çok geriden başlamaya iten bir faktör daha vardır:  ‘kayıt dışı ekonomi’. Kayıt dışı Türkiye’de hep rekabet gücü zayıf olan şirketlerin mecburen başvurdukları yol olarak görüldü. Ama biz biliyoruz ki KOBİ’leri zayıflatan başlıca unsur kayıt dışılığın kendisidir. Ürün standartlarına uyumdan şirketlerini büyütebilmeye, uygun koşullu finansmana erişimden kalifiye personel istihdam edebilmeye KOBİ’lerin karşı karşıya kaldıkları tüm sorunların nedenidir, kayıt dışı ekonomi.

 

Evet, KOBİ’ler için kayıt içine girmek, acı bir ilaçtır. Evet, ülkemizdeki istihdam vergileri oransız biçimde yüksektir ve kayıt içinde çalışan firmalar için büyük yüktür. Evet, birçok müşteri alış verişlerinde KDV vermemek için firmaları kayıt dışına zorlamaktadır. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen kayıt içine girmeyen KOBİ’lerin uzun vadede ayakta kalma şanslarının çok az olduğunun da farkındayız.

 

Özet olarak, kayıt dışı ekonomi ile mücadele, rekabet gücü ve gelişme potansiyeli yüksek KOBİ’ler için bir destekleme programı ile bir arada yürütülmelidir. Bu tür bir destekleme programı, kapımıza gelmiş dayanmış olan küresel finansal krizin olası olumsuz etkileri ile baş etmek için de gereklidir.

 

 

KOBİ’lerimizin küresel ortamda sağlıklı birer aktör olabilmesi için özellikle inovasyon ve Ar Ge becerilerinin artırılmasına yönelik desteklerin öneminin de altını çizmek isterim. Son yıllarda gerek KOSGEB, gerekse TÜBİTAK kanalıyla KOBİ’lere yönelik destekler verilmeye başlanıldığını memnuniyetle görüyoruz. Ancak, özellikle KOSGEB’in desteklerinin çok çeşitli nedenlerle nicelik ve nitelik açıdan giderek kötüleşmekte olduğunun altını üzülerek çizmekte fayda görüyorum. Bunun yanında, TÜBİTAK’ın, asıl görevi bu olmamasına rağmen KOBİ’leri her geçen gün nitelik ve nicelik açısından iyileşen bir biçimde desteklediğiniyse memnuniyetle ifade edebilirim. Özellikle KOBİ’lere proje yapmayı öğreten 1507 sayılı desteği, tüm TÜRKONFED üyesi dostlarıma tavsiye etmeyi bir borç biliyorum.

 

Değerli konuklarımız,

 

TÜRKONFED olarak KOBİ yılı olarak belirlediğimiz 2008 yılında, önemli bir rapora imza atıyoruz. “KOBİ’lerin Dönüşüm Mücadelesi: Küçük Firmaların Büyük Başarıları” adlı rapor Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erol Taymaz liderliğinde yürütülüyor. Bu çalışma ile istihdam ve katma değer yaratan, bölgesel gelişmede etkin rol oynayan, ihracat başarısı gösteren, yeni teknolojiler kullanan KOBİ’lerin başarı öykülerini derlemeyi, analiz etmeyi ve başarı faktörlerinin diğer KOBİ’lere örnek olmasını sağlamayı amaçlıyoruz.

 

Bir diğer faaliyetimiz, girişimciliği desteklemek amacıyla kurulmuş olan uluslararası sivil toplum kuruluşu ‘Endeavor’ Derneği ile işbirliği içinde KOBİ’lerin gelişimi ve rekabet güçlerinin  artması  için  oluşturulan  TÜRKONFED  -  Endeavor  Girişimcileri      programı.

 

Başarılı KOBİ’ler arasından seçilecek bu girişimciler Türkiye’de ve uluslararası platformlarda tanıtılacak.

 

Ancak, KOBİ’lerin gelişimi ve rekabet güçlerinin artması, karşı karşıya oldukları ciddi sorunları aşması için daha çok çalışmamız gerektiği aşikar. Üstelik bu sorunlar, ne kadar iyi olursa olsun, ne kadar başarılı olursa olsun, bir KOBİ’nin tek başına aşabileceği sorunlar değil. Çünkü bu sorunlar sistemin kendisinden kaynaklanıyor ve ancak konuya bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşıldığı zaman çözülmesi mümkün.

 

Değerli konuklar,

 

Konuşmamı bitirmeden önce, içinde bulunduğumuz global kriz konusuna da kısaca değinmek istiyorum.

 

Kim ne derse desin finans kesiminin yanında bu krizden en fazla etkilenecek kesim, yeterince güçlü olmayan KOBİ’lerimizdir. Evet, yıllar içinde karşılaştığımız ekonomik krizlerin hepsi birbirinden farklıdır. Ama bütün krizlerin bir ortak noktası vardır. Piyasa bilgisine erişim ve krizin bedelini ödeme aşamasında yükün paylaşımı eşit olmamaktadır. Bu asimetriden tabii ki en olumsuz etkilenen kesim KOBİ’lerdir.

 

Krizin gelişimini an be an izlemeye takati olmayan şirketleri zamanında ve doğru bilgilendirmek, kredi imkanları daralan KOBİ’ler için fon tahsis etmek, piyasada güven kaybı nedeniyle geçici bir süre zora düşen KOBİ’lere yönetim, lojistik, pazarlama vs. kolaylıkları sağlamak, kriz ortamında KOBİ’lerin çökmesini engelleyebilecek önlemlerin bazılarıdır. Hükümetin, kriz ortamında gerekli önlemleri alacağını, piyasayı panik havası sarmasının engelleneceğini umuyoruz.

 

Değerli konuklar,

 

Bugünkü sempozyumumuzda çok değerli konuklarımız var. Dünya Bankası Ülke Sektör Koordinatörü Carlos Pinerua ve Avrupa Komisyonu İşletmeler ve Sanayi Genel Müdür Yardımcısı Françoise Le Bail, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Ahmet Tıktık ile birlikte panelist olarak sempozyumumuza katılıyorlar. Konuşmacılarımız dünyada, Avrupa’da ve Türkiye’de KOBİ’lerin sorunlarını, gelişme koşullarını ve uluslararası piyasalara entegrasyon süreçlerini masaya yatıracaklar. Sempozyumun ilerleyen bölümlerinde de, başarı stratejileri için etkin girişimcilik ve yenilikçilik konuları ele alınacak.

 

Özellikle Kasım ayının sonunda İzmir’de düzenlenecek zirvemize ve raporumuza yol gösterecek olan bu sempozyuma katılan herkese çok teşekkür ediyor, bugünün tüm konuklarımıza yararlı olmasını diliyorum.

Paylaş: