YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDEM ÇENESİZ'İN BAŞKANLAR KONSEYİ AÇILIŞ KONUŞMASI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDEM ÇENESİZ'İN BAŞKANLAR KONSEYİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Sayın Bakanım, Sayın Valim,

Sayın Milletvekillerim, Sayın Belediye Başkanım, Değerli Başkanlar,

Sayın Basın Mensupları, Değerli Konuklar,

 

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

TÜRKONFED’in Karadeniz’in en güzel şehirlerinden bir tanesi olan Ordu’da  gerçekleştirdiği, bu yılın ikinci Başkanlar Konseyi toplantısına hoş geldiniz.

 

Yoğun programına rağmen toplantımıza katılarak bizleri onurlandıran Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Nihat Ergün’e tüm TÜRKONFED camiası adına teşekkürlerimizi sunarım.

 

Üyelerinin çoğu KOBİ olan bir konfederasyon olarak Sayın Bakanımıza geç ödemeler direktifi ile KOBİ’ler lehine gösterdiği ilgi için bir kez daha teşekkür etmeyi de görev kabul ediyorum.

 

Bölge federasyonumuz DOKASİFED’in Başkanı Zeyyat Kafkas ve ekibine, organizasyonun hatasız olması için büyük çaba gösteren Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Engin nezdinde tüm Ordu SİAD’lı arkadaşlarıma, bizleri, Karadeniz’in bu güzel ilinde misafirperverlikle ağırladıkları için teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ümit Boyner’e de katılımlarından dolayı teşekkür etmek istiyorum.

 

TÜRKONFED’in sponsorları arasında yer alan ING Bank ve Vodafone’a da teşekkür etmek isterim. Türkiye’nin önde gelen kurumlarının işbirliği ve desteği ile üyelerimize farklı olanaklar yaratabiliyoruz.

 

Değerli Konuklar,

 

Bu, TÜRKONFED olarak Ordu’daki ilk büyük etkinliğimiz. Bu nedenle TÜRKONFED’i biraz tarif etmekte fayda görüyorum, TÜRKONFED olarak, 10’u bölgesel ve 3’ü sektörel olmak üzere 13 federasyon altında toplanan 112 dernek ile 10 binden fazla iş insanını temsil ediyoruz. Bugün öğleden sonra Samsun’da yapılacak tören ile konfederasyonumuza 5 yeni dernek daha katılacak.

 

Konfederasyonumuza bağlı 112 dernek arasında Türkiye’nin ilk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD, ikinci  Sanayici ve İşadamları Derneği BUSİAD, üçüncü derneği    ESİAD

 

gibi köklü geçmişe sahip dernekler var. Ancak üyelerimizin %80’den fazlasının şirketi KOBİ niteliğinde.

 

 

Faaliyetlerimizi gönüllülük, tarafsızlık ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda sürdürüyoruz. Ülkemizin gelişmiş ülkeler arasında yerini almasını amaçlayan bir perspektifle çalışıyoruz. Ana faaliyet alanımız ise ekonomik büyüme, bölgesel kalkınma ve sosyal gelişme.

 

İş  dünyasını  temsil  eden  en  geniş  kapsamlı,  tarafsız,  bağımsız  ve  gönüllü  sivil    toplum

kuruluşu olarak ekonominin ve toplumun nabzını tutmaya çalışıyoruz.

 

Görüşlerimizi STK bilincinin ötesine taşımaksızın ve siyasi taraf olmaksızın pozitif bir yaklaşımla kamuoyuyla paylaşıyoruz.

 

Bu Başkanlar Konseyi toplantısında da sizlerle, Türkiye ve dünya gündemine ilişkin görüşlerimizi paylaşacağız. 2011 seçimlerinden sonra yeni bir sürece giren ülkemiz için hazırladığımız reform önerilerimizin yer aldığı ve hafta başında kamuoyuna açıkladığımız “Yeni Dönem Yeni Hedefler” raporumuzu Ordu’da da paylaşacak ve tartışacağız.

 

 

Değerli Konuklar,

 

Değişimin müthiş hızlandığı bir dönemden geçiyoruz. Özellikle küresel platformda öngörülmesi zor bir çok etken ciddi bir belirsizlik ve risk yaratıyor.

 

Yurtdışında Ortadoğu’daki gelişmeleri, Arap Baharı sonrası dönemi, Suriye’de devam eden gerilimi, Türkiye-İsrail ilişkilerini, Kıbrıs sorununu, EURO bölgesinde yaşanan gelişmeleri, küresel durgunluk ihtimalini dikkatle takip ediyoruz... Bir tarafta dış piyasaların içeriye olan etkilerini, öbür tarafta terör konusunu, güneydoğu meselesini izliyor, Anayasa çalışmalarının nasıl seyredeceğini merak ediyoruz.

 

Bütün bu gelişmelerin üzerimizde etkileri var. Her olayın günlük yaşamımıza, işimize, geçim derdimize nasıl yansıyacağı ana meselemiz olarak karsımızda duruyor.

 

Şurası muhakkak ki Türkiye küresel krizin etkilerini kısa sürede atlattı. Tüm veriler, ekonominin kriz öncesi seviyesinin üstüne çıkmış olduğunu gösteriyor. Dünya ekonomisinde toparlanmanın yavaş geliştiği bir süreçte, Ülkemizdeki canlı iç talep yüksek oranlı bir büyümeyi mümkün kıldı. İlk çeyrekte %11.6 büyüyen ekonomi, ikinci çeyrekte de %8.8 gibi tahminlerin üstünde ve bütün dünyayı kıskandıran bir hızla büyüdü.

 

İlk dönemde olduğu gibi ikinci dönemde de büyümeyi özel sektörün tüketim ve yatırım harcamaları  sürüklerken  net  ihracatın  büyüme  üzerindeki  katkısı  negatif  oldu.        Kamu

 

sektörünün katkısı ise çok sınırlı kaldı. Büyümedeki yüksek performansla birlikte istihdam piyasalarında da kuvvetli düzeltmeler görüldü. İşsizlik oranı kriz öncesi seviyelere geri döndü. İstihdamdaki bu olumlu performans hiç şüphesiz kuvvetli büyümenin sonucunda gerçekleşti.

 

Ancak önümüzdeki dönemde bu hızı koruyamama riski olduğu kabul etmemiz gereken bir gerçek. Küresel belirsizlikler ekonominin yavaşlaması riskine işaret ediyor. Buna bağlı olarak da istihdam piyasalarındaki iyileşmenin durması riski ortaya çıkıyor.

 

En olumsuz senaryoları tümüyle dışarıda bıraksak bile, en azından yılın ikinci yarısında ilk yarısındaki büyüme hızlarını yakalayamayacağımız, temenni etmediğimiz ama bize gerçekçi görünen bir tahmin.

 

Bu tahmini yaparken, alışılagelmiş politika ve uygulamaların dışında bazı çözümlerin gerekli olabileceği ihtimaline dikkat çekmek istiyoruz. Eğer küresel ekonomik ortamda bir değişiklik olduğunu düşünüyorsak, bunun şöyle veya böyle ulusal ekonomimizi de mutlaka etkileyeceğini biliyorsak –ki ekonomi yönetimi de sık sık tedbirli olma uyarısında bulunuyor- yeni araçları, yeni politikaları ve yeni yaklaşımları devreye sokmak ve yeni ortama hazır olmak konusunda uyarıda bulunmayı görev olarak görüyoruz.

 

İşte bu nedenle, geçtiğimiz Haziran ayında yapılan seçimlerle oluşan Yeni Meclis’ten ve kurulan hükümetten Yeni Hükümet’ten ülkemizi 2023 vizyonuna ulaştıracak ve farklı alanlarda, sözünü ettiğimiz küresel ortamın gerekliliklerini yerine getirecek, reform  niteliğinde politikalar uygulamalarını talep ediyoruz.

 

Bu noktada bize de sorumluluk düştüğünü biliyoruz. Biz de TÜRKONFED olarak bu bilinçle, ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla tespit ve önerilerimizi bir araya getirdiğimiz “Yeni Dönem Yeni Hedefler” raporunu hazırladık. Umuyoruz, çalışmamız ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında, siyasal gelişmesinde yol gösterici olacak, hükümete, muhalefete, iş dünyasına, sivil toplum örgütlerine ilham verecek, ışık tutacaktır.

 

“Yeni Dönem Yeni Hedefler” raporu, temel olarak üç bölümden oluşuyor.

 

İlk Bölüm, TÜRKONFED’in görüşlerinden oluşuyor. İkinci bölümde, federasyonlarımıza  üye dernek başkanları ile yapılan anket çalışmasının analizi yer alıyor. Üçüncü bölümde ise, belirlediğimiz beş temel alanda değerli hocalarımızın değerlendirmeleri yer alıyor. Konu başlıklarımız şöyle:

 

·         Çoklu Küresel Kriz ve Türkiye AB ilişkilerinde Simetrik Dönem,

·         Büyüme sorunu ve Reform Ajandası,

·         Türkiye Sanayi Stratejisinden Beklentiler,

·         Bölgesel Kalkınma Stratejisi,

·         Yeni Dönemde Yeni Bir Fırsat, Ekonomik ve Sosyal Konsey,

 

Raporun bu bölümlerini hazırlayan ve biraz sonra düzenlenecek panelde konularını anlatacak olan hocalarımıza ve TÜRKONFED ekibine değerli katkılardan dolayı bir kez daha teşekkür etmek isterim.

 

Raporumuzda muhakkak ki eksik ya da atlanmış konular olabilir, ancak içeriğinde birçok özgün fikrin de olduğunu biliyor ve dikkate alınırsa geliştirilebilecek konular olduğunu da vurgulamak istiyoruz.

 

Panel öncesinde TÜRKONFED olarak “Yeni Dönem Yeni Hedefler” raporumuzda; Avrupa Birliği’nden ekonomik reformlara, Anayasadan sanayi politikalarına kadar bir dizi konuda getirdiğimiz önerilerimizi sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.

 

Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, TÜRKONFED, ülkemizin birincil önceliğinin, yeni ve demokratik bir anayasanın hazırlanması olduğu görüşündedir. Bunun aynı zamanda ülkemizi 2023 yılına taşıyacak reformları gerçekleştirebilmek için olmazsa olmaz bir gereklilik olarak da görmektedir. Anayasanın sadece içerik olarak demokratik olmasını değil katılımcı ve müzakereci demokrasiyi içeren bir süreç içinde hazırlanması gerektiğini de düşünüyoruz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu sorununun demokratik çözümüne en önemli katkıyı Yeni Anayasa’nın yapacağı kanısındayız.

 

Demokratik reform sürecinin hızlandırılması, Avrupa Birliği yolunda kararlılıkla ilerleyen ülkemiz için AB ile ilişkilerin canlandırılmasına da destek sağlayacaktır.

 

1960’lı yıllardan bu yana devam eden Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz, ne yazık ki duraklama noktasına gelmiştir. Türkiye’nin AB ile güçlü birlikteliği, sadece Avrupa kıtası için değil, özellikle Arap coğrafyası ve Orta Doğu bölgeleri başta olmak üzere, küreselleşen dünyanın istikrarı ve geleceği için de bir gerekliliktir.

 

Siyasi istikrarın yaratacağı uygun ortam, ekonomik istikrar için hayati bir önkoşul niteliğindedir. Arzu ettiğimiz sürdürülebilir büyüme ve kalkınmayı ancak ekonomik istikrar içinde gerçekleştirebiliriz.

 

Makroekonomik istikrar ile ilgili konular Türkiye’de çok konuşuldu, tartışıldı. Bu alanda önemli mesafeler de kaydedildi. Sıra sanayinin, ihracatın yapısının değiştirilmesi, rekabet gücünün artırılması, işsizliğin ve bölgelerarası gelişme eşitsizliğinin azaltılmasına geldi. Yani daha derindeki, daha mikro seviyedeki konulara geldi.

 

Bu çerçevede TÜRKONFED, sanayi stratejisinin en önemli bileşenlerinden biri olan KOBİ’lerin dünya ekonomik sistemine entegrasyonunu ve kurumsallaşmasını çok önemsemektedir.

 

KOBİ’lerin küresel kurallar ve AB normları çerçevesinde devlet tarafından    desteklenmeleri,

en temel sorunlarından biri olan finansman erişiminin çözümü için gerekli adımların   atılması

 

gerekiyor. Değişen koşullara hızla adapte olabilen, esnek, dinamik, modern, teknolojiyi yakından takip eden ve maliyetlerini aşağı çekebilmiş KOBİ’ler, daha rekabetçi bir sanayinin temel yapı taşları olacaklardır.

 

Güçlü KOBİ’ler ihracattaki rekabet gücümüzü de artıracak ve her fırsatta dile getirdiğimiz  cari açık sorununun çözülmesine de katkıda bulunacaktır.

 

İhracattaki rekabet gücümüzün artırılmasının bir diğer koşulu ise ihraç edilen ürünlerin maliyetindeki ÖTV’nin mahsup edilmesidir. ÖTV yükünün kurumlar vergisinden mahsup edilmesi, uluslararası rekabet gücümüzü artırmasının yanısıra kayıtdışılığı da azaltacak bir yaklaşım olacaktır.

 

Değerli Konuklar,

 

Sanayinin rekabet gücünü iyileştirecek mikroekonomik reformların konusunda “Yeni Dönem Yeni Hedefler” raporumuzda bir dizi öneri yer alıyor. Eğitimden teknolojik gelişmeye, ulaştırma maliyetlerinden enerji piyasası reformuna kadar çeşitli başlıkları reform ajandamıza eklememiz gerekiyor.

 

Bunları kısaca şöyle sıralayabilirim:

-   Meslek  ve   girişimcilik   eğitimini  kapsayan  köklü  bir  eğitim  reformunun    hayata

geçirilmesi,

-   İleri teknoloji içeren yeni malların üretilmesi,

-   Ar-Ge desteklerinin kapsamının genişletilmesi,

-   Orta ve küçük ölçekli firmaların ucuz finansman kaynaklarına erişimlerinin  artırılması,

-   Kayıt dışılığın azaltılması,

-   İşgücü piyasasının düzenlenmesi,

-   Enerji piyasası reformlarının hayata geçirilmesi

-   Ulaştırma maliyetlerinin aşağı çekilmesi…

-

Bütün bunlar rekabet gücü yüksek bir sanayi için şarttır.

 

TÜRKONFED olarak Türkiye’nin 2023 yılı hedefine yönelik olarak yakaladığı ivmeyi devam ettirmesinde, mikro ve makroekonomik reformların hayata geçirilmesi kadar bölgesel kalkınmanın da önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz. Ülkemizdeki bölgesel farklılıkların azaltılması ve bölgesel kalkınmanın sağlanmasına yönelik ekonomik ve sosyal önerilerimiz, bu yolda atılacak adımlar için temel oluşturabilir.

 

Bölgesel farklılıkları gidermek için bölgenin iktisadi faaliyetlerini artıracak ve etkinleştirecek bir yapı gerekmektedir. Bölgelerarası farkları azaltacak bir politikanın uygulama başarısı da ulusal   ve   yerel   düzeydeki   aktörlerin   işbirliğine   bağlıdır.   Mevcut   bölgesel   kalkınma

 

ajanslarının    yönetişim yapısı, arzulanan verimli işbirliği gözden geçirilmeli ve bu çerçevede

yerel iş dünyası örgütlerinin rolü ve etkinliği artırılmalıdır.

 

Bölgesel gelişmeyi ve sektörel gelişmeyi kısıtlayan en önemli faktörlerden biri nitelikli yatırım yeri temin etmedeki zorluklardır. TOKİ’nin ekonomik konut inşaatlarında kullandığı modelin, yatırım tesisi binalarının inşaatlarında da kullanmasının bu önemli sorunun aşılmasına imkan sağlayacağını düşünüyoruz.

 

 

 

Değerli Konuklar,

 

Yeni Dönem Yeni Hedefler raporumuzda dile getirdiğimiz, hükümete ve kamuoyuna sunduğumuz tüm bu reform önerileri için bizlere olduğu kadar hükümetimize de önemli bir  rol düşmektedir. Bu konuların toplumun tüm kesimleriyle birlikte uzlaşmacı bir zeminde ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Ekonomik ve Sosyal Konsey, böyle bir zeminin oluşturulması için uygun hale getirilerek, Meclis’e karar süreçlerinde istişari bir kurum olarak katkı yapabilir.

 

Kuşkusuz meclisimizin de verimli ve geniş bir katılımla çalışabilmesi gerekmektedir. Bu açından BDP’nin yeni yasama döneminde Meclis’e yemin ederek katılacağını açıklamasını demokratik açıdan doğru buluyoruz.

 

Geçmiş yıllarda demokratikleşme ve ekonomik kalkınma adına atılan tüm adımların yarattığı rüzgarı arkamıza alarak, gelecek için çok daha güçlü adımlar atabilecek potansiyele sahip bir ülkeyiz. Türkiye’nin dünyanın parlayan yıldızı olmaması, bölgenin olduğu kadar dünyanın lider ülkelerinden biri olmaması için hiçbir sebep yoktur. Bu yolda, iş dünyası olarak üzerimize düşen tüm görevleri layıkıyla ve eksiksiz olarak yerine getirmeye hazırız.

 

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Paylaş: