TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel'in OSB Ortak Platformu Toplantısı Açılış Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel'in OSB Ortak Platformu Toplantısı Açılış Konuşması

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel'in, 10 Kasım 2006 tarihinde Ankara'da yaptığı ''TÜRKİYE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ ORTAK PLATFORMU'' Konuşması.

Sayın Başkan, Değerli Arkadaşlar,

Bugün burada, bu ortak platformda sizlerle birlikte olmaktan dolayı çok mutluyum. Bu toplantının ve çıkacak sonuçların hepimiz için çok yararlı olacağına inanıyorum.

Örgütlü hareket etmek, demokratik yaşam tarzının bir parçasıdır. Demokrasilerde hür olan örgütlenme hakkı, yönetişimin bir ayağını teşkil eder. Tabii ki gönüllü olarak örgütlenen ve haklarını savunmaya çalışan grupların sözlerinin duyulması, dinlenmesi, analiz edilmesi, sorunların çözülmesi yolunda ortak aklın oluşturulması şarttır. Bu geleneğin yerleşmediği ülkelerde demokrasiden bahsetmek yersiz olur. Ortak akıl oluşturulmadan, kamuoyu ikna edilmeden “ben yaptım oldu” yasalarının demokrasilere yakışmadığı, hatta uygulanamadığı, ya da hiç olmazsa sancılara neden olduğu da tarihin verdiği bir derstir aslında.

Son günlerde OSB yasa tasarısı bağlamında yaşanan gelişmeler bize iş dünyasında da örgütlü hareket etmenin önemini bir kez daha göstermiştir. Ancak, sesimizi duyması gerekenlerin “bunlar 10-20 kişilik gruplar, onları kaale almayız” anlamına gelen yaklaşımları demokrasi alanında daha çok yolumuz olduğunu da gösterdi, bizlere.

Sanayici ve İşadamlarının gönüllü birlikteliği ile oluşan ve bu yasa tasarısına üyelerinden gelen talep doğrultusunda karşı çıkan Konfederasyonumuz TÜRKONFED, ülkenin dört bir yanında 9000 üyesi olan 86 dernek ve 8 federasyondan oluşmaktadır. Sizler de bu konuda söz söylemeye yetkin gönüllü kuruluşların temsilcileri olduğunuza göre, özellikle Sanayi Bakanımızın dışlayıcı yaklaşımına bakıyor ve kendisinin OSB kanununa karşı çıkan bizler hakkında yanıltıldığını ifade etmek istiyorum.

Hazırlanmakta olan OSB kanununun taslağı bildiğiniz gibi OSB’leri yönetme görev, yetki ve sorumluluğunu ağırlıklı olarak Ticaret ve Sanayi Odalarına vermektedir. Buna karşın bizlerin yaklaşımı, OSB’lerde mülk sahibi sanayicinin kendi paralarından oluşan OSB fonlarını kendi aralarından seçtiği, kolayca denetleyebileceği temsilcileri vasıtasıyla kullanmalarının daha demokratik, daha verimli ve daha hakkaniyete uygun olduğu şeklindedir. Bu konuda yeni kanuni düzenlemelerin yapılması, 2000 yılında çıkartılan yasadan kaynaklanan bazı sıkıntıların ortadan kaldırılması açısından gerekli olabilir. Ancak mevcut uygulamadaki sorunların ortadan kaldırılması, mülk sahibi sanayicinin kendi mülkünü yönetme hakkını elinden alarak yapılmamalıdır . Burada, Osmanlı’dan kalan ve ülkemizin yönetim anlayışında hala geçerli olan bir kötü alışkanlığın etkisini görmek mümkündür: Yönetemiyorsan yasakla, olsun bitsin.

Değerli arkadaşlarım,

2002 yılından bu yana sanayiciler kendi OSB’lerindeki seçilmiş yönetim kurulları ile kendi bölgelerini başarıyla yönetiyordu. Şimdi hazırlanan yasa tasarısı ile bu hak ellerinden alınarak kamu ağırlıklı bir yönetim öngörülüyor. Yasadaki bu değişiklikler gerçekleşirse, sanayiciler şu ana kadar olduğu gibi kendi bölgelerinde kendi seçtikleri yönetim tarafından yönetilmeyecekler. Demokratik seçim yerine, atama yöntemine geçilecek. Tabii ki atanan kişilerin bölgedeki sanayicileri ne kadar temsil ettiği sorgulanır hale gelecek. Bunu  demokratik anlayışla, katılımcılığı artırma çabalarımızla bağdaştırmak çok zor. AB ile   uyum çerçevesinde merkezi yönetim biçiminin yerinden yönetime doğru değişim geçirmesi gereken bir süreçte, bu yasa değişikliğini anlamamız, kabullenmemiz mümkün değil. Bu konuda ileri sürülen “imar planı hazırlanmasının yarı resmi bir kurum tarafından yapılmasının anayasal mecburiyeti” gibi sebepler, bazı düzenlemelerle kolaylıkla aşılabilecek konulardır. Bu konuda değerli avukatlarımız, çeşitli çözümler bulabilirler.

Bu yasa tasarısına muhalefetimizde, örgütlü davranmanın önemli faydalarını gördüğümüze inanıyorum. Henüz sonuç almış değiliz tabii ama sesimizi güçlü bir biçimde duyurabildik. Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Ortak Platformu’nu kurmuş olmanızın ne kadar önemli olduğunu sanırım hepiniz gördünüz. Örgütlü davranış biçiminizle sadece bu sorunla ilgili olarak değil, hatta yalnızca Organize Sanayi Bölgelerini ilgilendiren konularla bağlantılı olarak da değil, Türkiye ekonomisini ilgilendiren bütün konularda sesinizin yükselmesi ve ilgililerce dinlenmesi gerektiğine inananlardanım.

TÜRKONFED olarak, bu konuda sizleri her şekilde desteklemeye devam edeceğiz. Daha güçlü bir birliktelik için, sadece bu konuda değil, tüm faaliyetlerimizde birlikte hareket edebiliriz. Kapımız sizlere sonuna kadar açıktır. Halen bazı OSB’lerde sanayiciler tarafından kurulmuş dernekler TÜRKONFED’i oluşturan federasyonlara üye. Konuya müdahil olmamız da zaten onlardan gelen talepler doğrultusunda oldu. Arzu ettiğiniz takdirde sizlerin derneklerinizin de mevcut federasyonlarımıza üye olmasının ya da OSB’ler olarak kendi aranızda bir federasyon kurup, TÜRKONFED’e katılmanızın ve bölgesel-sektörel işbirliği, KOBİ’lerin desteklenmesi ve geliştirilmesi, AB’ye hazırlık yolundaki çabalarımızı birlikte sürdürmemizin doğuracağı olumlu sonuçları düşünmeden edemiyorum.

Ama bunu esas olarak kapımızın hepinize açık olduğunu söylemek için dile getiriyorum. Yoksa biz, hem OSB’lerle ilgili konularda, hem de başka konularda, sizinle her zaman işbirliğine hazırız. Mevcut yapınız içinde de, ortak hedefler doğrultusunda omuz omuza sizinle birlikte mücadele etmekten geri durmayız.

Bir kez daha, mevcut yasal çerçevede sıkıntılar varsa, gerekli düzenlemelerin, mülk sahibi sanayicinin kendini yönetme hakkını elinden almadan, onlarla ortak akıl oluşturarak yapılması gereğini kamuoyunun dikkatine sunuyor, beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.

Paylaş: