TÜRKONFED Aylık Ekonomik Görünüm Raporu Ağustos 2014

TÜRKONFED Aylık Ekonomik Görünüm Raporu Ağustos 2014

TÜRKONFED Başkan Danışmanı Doç. Dr. Ümit İzmen ve TÜRKONFED Ekonomik Araştırmalar Bölümü’nden Zuhal Özbay Daş ve Yasemin Özbal tarafından hazırlanan Ağustos Ayı  “Aylık Ekonomik Görünüm Raporu”nun giriş bölümünü aşağıda, tam metnini PDF dosyasında bulabilirsiniz.

Giriş: Birçok şey değişti, birçok şey aynı kaldı  

Ağustos ayında Türkiye açısından içeride ve dışarıdaki siyasi riskler ve belirsizliklerde bir artış ya da azalış olmadı ancak içerik değişikliği oldu.

10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında bir risk artışı olmadı; ancak geleceğe ilişkin belirsizlikler devam ediyor. Halkın oylarıyla seçilen ilk cumhurbaşkanının belirlendiği seçimlerin ekonomi üzerinde kısa vadede doğrudan bir etkisi olmasa da uzun vadeli ve dolaylı etkileri önemli. Çünkü bu seçim sadece cumhurbaşkanının belirlenmesi değil, 2015 yılında yapılacak olan milletvekilliği seçimleri açısından da önem taşıyor. Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan’ın başbakanlığı bırakmasından sonra iktidar partisinin yönetiminde meydana gelecek değişiklikler, iktidar partisinin gelecek seçimlerdeki performansını etkilediği kadar, genel ekonomik gidişat üzerinde de etkili olacak.

Kamuoyu araştırmaları, seçmen davranışı üzerinde en etkili olan faktörün ekonomik durum olduğunu ortaya koyuyor. 12 yıldır aynı parti tarafından yönetilen Türkiye’de, 3 dönem ülkenin başında bulunan Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması ve AK Parti’de geçerli olan üç dönem kısıtı, kabinede ve ekonomi yönetiminde değişiklikleri gündeme getiriyor. Yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da yatırımcılar ve özel sektör ekonomi yönetiminde seçimler öncesinde bir değişikliğe duyarlı. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısının en yakın çalışma arkadaşlarının başka kurumlarda görev almış olmaları, ekonomiden sorumlu hükümet üyeleri konusundaki ilgiyi daha da artırıyor.

Türkiye’nin yakın çevresinde jeopolitik risklerde herhangi bir azalma yok. Rusya Ukrayna gerilimi devam ediyor.

Ortadoğu’da sorunlar yaygınlığı, şiddetini ve Türkiye üzerindeki etkilerini koruyor. Irak’ta IŞİD işgal ettiği alanları genişletmeye devam ediyor. Irak Kürt Bölgesi’ne de saldırı gerçekleştirirken, bir yandan Suriye cephesinde çatışmalar sürüyor. Bu ortam bölgeye yapılan ihracatı olumsuz etkiliyor. Ortadoğu’da artan sıkıntılardan en büyük zararı bu bölgeye ihracat yapan güneydoğu illerimizdeki firmalar ve özellikle KOBİ’ler görüyor.

Suriye ve Irak’ta devam eden çatışmalar Türkiye’ye çok sayıda mülteci gelmesine neden oluyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre IŞİD saldırından kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacı sayısının 1 milyonu açmış olabileceği düşünülüyor. Kamplar dışında yaşayan yaşayan Suriyeli sayısının 600 bini aşması, Gaziantep, Hatay, Urfa, Kilis gibi illerimizde kent yaşamını ve ekonomik hayatı etkiliyor.

İç siyasi belirsizlikler ve jeopolitik riskler devam ederken dünya ekonomisinden gelen toparlanma ve güçlenme işaretleri ileriye dönük çok net bir tablo ortaya koymuyor.

İç ve dış siyasi risk ve belirsizliler ve küresel ekonominin zayıf performansı altında ekonomi üçüncü çeyrekte yatay bir seyir izliyor. Üretim, iç tüketim talebi, yatırım ve ihracatta bir ivmelenme sinyaline rastlanmıyor. Buna karşılık işsizlik oranındaki yükselme, enflasyonda yaz aylarına rağmen arzulanan düşüşün gerçekleşmemesi ve cari açıkta iyileşme sürecinin sonuna gelinmiş olması dikkat çekiyor.

Hep söylediğimiz gibi “düşük büyüme, yüksek enflasyon, yüksek cari açık” kapanına kısılmış olan Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimleri ertesinde ekonomik reformlara odaklanmak için önemli bir fırsata kavuştu. Bu fırsatın kullanılabilmesi durumunda, ABD’nin faizleri yükseltmesine ve Ortadoğu’da işlerin daha da karışmasına hazırlıklı hale gelmek ve büyümeyi hızlandırabilmek mümkün olacak.

 

Paylaş: