TÜRKONFED Aylık Ekonomik Görünüm Raporu Temmuz 2014

TÜRKONFED Aylık Ekonomik Görünüm Raporu Temmuz 2014

TÜRKONFED Başkan Danışmanı Doç. Dr. Ümit İzmen ve TÜRKONFED Ekonomik Araştırmalar Bölümü’nden Zuhal Özbay Daş ve Yasemin Özbal tarafından hazırlanan Temmuz Ayı  “Aylık Ekonomik Görünüm Raporu”nun giriş bölümünü aşağıda, tam metnini PDF dosyasında bulabilirsiniz.

Giriş:  Gözler sonbahara çevrilmiş durumda

Seçimlerden sonra ihracattaki artışın da etkisiyle canlanmaya başlayan ülke ekonomisi, önce Soma faciası, ardından da Irak’ta meydana gelen olaylar nedeniyle sarsıldı. Bölgedeki gelişmeler çatışma sürecinin bir süre daha devam edeceğine işaret ediyor. Arap Baharıyla başlayan post kolonyal döneme özgü devletlerde kırılma süreci Türkiye’nin komşularına da yansıdı. 3 yıldır devam eden Suriye iç savaşının yanı sıra Irak’ta da IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle başlayan süreç bölgedeki mezhep çatışmasına dönebilme riski taşıyor. Ukrayna’da bir yolcu uçağının düşürülmesi ve İsrail’in Gazze’de başlattığı kara harekatı, küresel jeopolitik riskleri daha da yükseltti.

Ortadoğu’daki gelişmelerin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinden kaçınabilmek imkansız. Zira Irak Türkiye’nin en çok ihraç yaptığı ikinci ülke. TİM verilerine göre Irak’a yapılan ihracatta Haziran ayında daralma var. Özellikle güney Irak’a iş yapan girişimcilerimiz, yatırımcılarımız, ödemelerde ve sevkiyatlarda büyük sorunlar çekiyor.

Ortadoğu’da siyasi risklerin tırmanması, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin yavaşlamış olduğu, gelişmiş ülkelerde ise büyümenin henüz dünya ekonomisini olumlu etkileyebilecek bir yörüngeye girmemiş olması, Türkiye’de de büyümenin nereden geleceği sorusunun açıkta kalmasına yol açıyor.

Bu gelişmelerin yarattığı belirsizliklerin ve risklerin yanına, cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında ekonomi yönetiminin yeninden şekillenme ihtimalini eklemek gerekiyor.

Her ne kadar göstergeler ikinci çeyrekte ekonominin normal patikasında ilerlediğini gösteriyor olsa da, yılın kalanında iç talep ve dış talebin büyümeye katkıları konusunda soru işaretleri var. Dış gelişmeler nedeniyle ihracatın katkısının yüksek olmayacağı görünüyor. İç talepte ise büyümeyi sürükleyecek bir canlanmadan bahsetmek mümkün değil. Yatırımlarda hızlanma görülmezken sanayi üretimi bir önceki çeyreğe paralel bir seyir izliyor.

Türkiye uzunca bir süredir işaret ettiğimiz “düşük büyüme, yüksek enflasyon, yüksek cari açık” patikasında ilerlemeye devam ediyor. Ancak bu patikada uzun süre yol almanın mümkün olamayacağını dikkate almamız ve önümüzdeki dönemde risklere daha çok dikkat etmemiz gerekiyor.

 

Paylaş: