Genişletilmiş TÜRKONFED Ekonomik Beklenti Anketi

Genişletilmiş TÜRKONFED Ekonomik Beklenti Anketi

TÜRKONFED Ekonomik Beklenti Anketi’ni, Ekonomik Araştırmalar olarak 2018 yılı ikinci çeyreğinden bu yana düzenli olarak her üç ayda bir yayınlamak üzere çalışıyoruz. Bu anket kapsamında bölgesel ve sektörel tüm federasyonlarımızdan görüşlerini toparlamak üzere her ekonomik çeyreğin sonunu müteakiben anket düzenliyoruz. 2019 yılı ilk çeyreği anketimiz için hem bölgesel hem sektörel federasyonlarımızdan 46 iş insanından yanıt aldık.

Bu anketi diğer ekonomik beklenti anketlerinden farklılaştıran bölgesel bir bakış açısını yansıtıyor olmasıdır. Anketimize yanıt veren tüm üye iş insanlarımız kendi bölgelerindeki ekonomik durumu değerlendirmektedir. Dolayısıyla anket katılımcıları sadece kendi işleri ile ilgili değil, bölgelerindeki iş dünyası ile ilgili görüşlerini ifade etmektedirler.

Bu kapsamda üyelerimizden ekonominin mevcut durumu ile ilgili değerlendirmeleri, üretim ve satışlarını etkileyen faktörlerle ilgili görüşleri, ilk çeyrek ile ilgili beklentileri ve bölgelerinde rekabeti artırabileceğini düşündükleri sektörlerle ilgili görüşleri öğreniyoruz.

Mevcut Durum ile İlgili Görüşler:

  • Anket katılımcılarının %59’u dördüncü çeyrekte ekonomik gidişatın üçüncü çeyreğe göre daha kötüye gittiği görüşünde birleşirken, üyelerin %26’sı üçüncü çeyreğe göre aynı kaldığını, %15’sı üçüncü çeyreğe göre daha iyi gittiğini belirtiyor. İyimser olan veya dördüncü çeyrekte ekonominin üçüncü çeyreğe göre aynı kaldığını düşünen üyelerin çoğunun turizm sektörünün önde olduğu bölgelerden (Akdeniz, Ege, İstanbul gibi) olduğu görülüyor.
  • Aynı şekilde son üç aydaki üretim hacminin değişikliği hakkında üyelerin görüşleri ekonomik gidişat ile aynı şekilde görüşleri olduğuna işaret ediyor. Katılımcıların %59’u üretimlerinin dördüncü çeyrekte üçüncü çeyreğe göre daraldığını, %30’u aynı kaldığını ve %11’i arttığını belirtiyor.

 

Ekonomi ile İlgili Yapısal Sorular:

Üretimi kısıtlayan faktörler:

Katılımcılara göre üretimlerini kısıtlayan faktörlerin başında “talep yetersizliği” gelirken (üyelerin %41’i) ikinci sırada “faiz/kur seviyelerinin oynaklığı” (%31) geliyor. Üçüncü öne çıkan faktör ise “mali imkansızlıklar” (%30); yani kredi teminatları, likidite sıkışıklığı ve ödemelerin gecikmesi gibi sorunlar dile getiriliyor.

Talep yetersizliği tüm Türkiye nezdinde üretimi kısıtlayan başlıca faktör olarak göze çarpıyor. Öte yandan talep yetersizliği nedeniyle üretimlerinin kısıtlandığını ilk sırada öncelikli olarak belirten bölgeler Marmara, Ege ve Akdeniz.

Faiz/kur seviyelerinin oynaklığı ise üretimleri ilk sırada en çok Akdeniz ve Ege bölgelerini etkiliyor. İkinci sırada önemli olduğunu belirten bölgeler ise Doğu ve İç Anadolu.

Mali imkansızlıklardan ilk sırada en çok etkilenen bölgelerin başında ise Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz geliyor.

Dikkat çeken bir diğer nokta ise üretimi etkileyen faktörler arasında nitelikli işgücü yetersizliğinin dördüncü ve mevzuat değişikliğinin beşinci sıralarda belirtiliyor olması. Üretimi kısıtlayan faktörlerde bu iki faktör katılımcıların büyük çoğunluğuna göre son sıralarda yer alıyor.

2019 Yılı Birinci Çeyrek Beklentileri:

  • Anket katılımcılarının %52’sine göre ekonomik canlılığın dördüncü çeyreğe göre aynı kalması bekleniyor. %41’i ilk çeyrekte dördüncü çeyreğe göre ekonomik gidişatın gerileyeceği beklentisinde. Katılımcıların %7’si ise ekonomik canlılığın artacağı görüşünde.
  • Satış fiyatlarının artması yönünde görüş belirtenleri oranı %46. Katılımcıların %39’u ise birinci çeyrekte dördüncü çeyreğe göre satış fiyatlarının aynı kalmasını bekliyor. %15’i ise azalacağı beklentisini taşıyor.
  • Katılımcıların %80’i istihdamın azalacağını düşünüyor (yani işsizliğin artmasını bekliyor). %13’ü birinci çeyrekte istihdamın dördüncü çeyreğe göre aynı kalacağını, %7’si ise artacağını düşünüyor.
  • Katılımcıların %76’sı birinci çeyrekte dördüncü çeyreğe göre yatırım harcamalarının düşeceğini, %13’ü aynı kalacağını, %11’i ise artacağını belirtiyor.
  • Faiz oranlarının birinci çeyrekte de dördüncü çeyreğe göre aynı kalacağını bekleyenlerin oranı %43 iken %37’si artacağını düşünüyor. %20’si ise faizlerin gerileyeceği beklentisinde.

Rekabeti kısıtlayan faktörler:

Daha uzun bir bakış açısıyla sorulan rekabet soruları, diğer soruların aksine yapısal faktörleri ortaya çıkarmaya çalışıyor: Katılımcılara göre rekabeti kısıtlayan başlıca sorun “ödeme gecikmeleri”. İkinci sırada ise “sanayinin toplam üretimdeki ağırlığı” ve üçüncü sırada ise “dış ticaret hacmi” geliyor.

Rekabeti Kısıtlayan Faktörlerin Puanlaması

Rekabeti kısıtlayan faktörleri önem sırasına göre puanlandırdığımızda ilk sırada “ödeme gecikmeleri”nin diğer faktörlerin önünde yer aldığı görülüyor. Puanlamalar, üyelerin rekabeti kısıtlayan faktörleri en önemliden daha az önemliye göre yaptıkları sıralama ile oluşturuluyor. Dördüncü çeyrekte “ödeme gecikmeleri”ni ilk sırada belirten üyelerin oranı çok yüksek olduğu için puanlamada ilk sıraya geçiyor. Sanayinin toplam üretimdeki ağırlığı seçeneği ise önem sırasında birincilik oranı daha az olmakla birlikte ikinci en önemli faktör olarak öne çıkıyor.

Ödeme gecikmeleri tüm Türkiye nezdinde rekabeti kısıtlayan en önemli sorunlardan biri olarak görülüyor. Sanayinin toplam üretimdeki ağırlığını rekabeti kısıtlayan en önemli faktör olarak gören bölgeler ise Akdeniz başta olmak üzere Doğu ve İç Anadolu bölgeleri. Dış ticaret hacmini rekabeti kısıtlayan en önemli faktör olarak gören ilk bölge Doğu Anadolu; Akdeniz ise ikinci sırada geliyor. Ar-Ge yatırımlarını rekabeti etkileyen önemli bir faktör olarak gören ilk bölgeler ise Akdeniz, Ege ve Marmara. Kişi başına düşen kredi miktarını ilk sıralarda önemli bir faktör olarak gören ilk bölge Akdeniz, ikinci sırada ise Ege yer alıyor.

Bölgelerde rekabeti artıracağı düşünülen sektörler:

Bu anketi yine diğer anketlerden farklılaştıran bir unsur olarak, iş insanlarına kendi bölgelerinde rekabeti artırabilecek sektörlerin ve hedeflerin ne olması gerektiği sorusunu yönlendirdik.

Bölgelerde rekabeti artırmak için hedeflenenlerin başında “Turizm merkezi” olmak ilk yanıt olarak öne çıkıyor. İkinci öne çıkan yanıt “bölgesel tarım merkezi” olmak ve üçüncü olarak da “bölgesel sanayi merkezi” olmak belirtilmiş.

Bölgesel olarak ayrımlara baktığımızda;

  • Akdeniz bölgesinde öne çıkan ilk hedef “bölgesel ticaret merkezi” olmak, ikinci hedef ise “bölgesel tarım merkezi” olmak. Bu bölgenin geliştirmek istediği ikincil hedefler arasında ise “üniversite şehri” ve “turizm merkezi” öne çıkıyor.
  • Doğu Anadolu bölgesinde “bölgesel sanayi merkezi” ve “bölgesel tarım merkezi” olmak ilk iki hedef olarak öne çıkarken “bölgesel ticaret merkezi” olmak bu hedeflerin ardından üçüncü sırada yer alıyor. Bu bölgede rekabetçiliğin sanayi ve tarım ile artacağı görüşü öne çıkıyor.
  • Ege bölgesinde ise “bölgesel sanayi merkezi” ve “bölgesel ticaret merkezi” olmak öne çıkan başlıca hedefler. Bölgenin aynı zamanda tarımsal üretiminin toplam üretimdeki oranı göz önüne alındığında üçüncü hedefin “bölgesel tarım merkezi” olması olağan görünüyor.
  • İstanbul için başlıca öne çıkan hedef ise “bölgesel finans merkezi”. İstanbul Finans Merkezi projesi göz önüne alındığında bu hedef ilk sırada çıkıyor, öne çıkan ikinci hedef ise “Ar-Ge ve İnovasyon merkezi” olmak.
  • Marmara bölgesinde çok farklı hedefler bir arada belirtilmekle birlikte bölgede rekabetçiliği artırmak için öne çıkan ilk hedef “Ar-Ge ve İnovasyon merkezi” olmak. İkinci hedef ise “bölgesel sanayi merkezi”.
  • Karadeniz bölgesinde anket katılımcılarının rekabetçiliği artıracağını düşündüğü ilk hedef “bölgesel sanayi merkezi”. İkinci hedef ise “bölgesel tarım merkezi” olarak belirtiliyor.
  • Güneydoğu Anadolu bölgesinde “bölgesel ticaret merkezi” ve “bölgesel sanayi merkezi” hedefleri başa baş çıkan ilk iki hedef.
  • İç Anadolu bölgesinde ise hem “bölgesel” hem “küresel sanayi şehri” olmak hedefleri öncelikli olan iki ana hedef olarak belirtiliyor. “Ar-Ge ve İnovasyon merkezi” olma hedefi ise üçüncü sırada.

Paylaş: