Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve KOBİ’ler

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve KOBİ’ler

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2015 yılında Birleşmiş Milletler çatısı altında 193 ülke tarafından imzalandı.  Amaç, dünya genelinde yoksulluğun sona ermesi, gezegeni korumak ve insanlığın barış ve refahını artırmak olarak özetlenebilir; ama ekonomik eşitsizliğin azaltılması, iklim dengesi, sürdürülebilir üretim ve tüketim gibi öncelikleri ile, bütün ekonomik, sosyal, çevresel politika ve sonuçlarını kapsayan uluslararası bir hedefler ve eylem planı.

Sürdürebilir Kalkınma Hedefleri Nedir?

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2015 yılında Birleşmiş Milletler çatısı altında 193 ülke tarafından imzalandı.  Amaç, dünya genelinde yoksulluğun sona ermesi, gezegeni korumak ve insanlığın barış ve refahını artırmak olarak özetlenebilir; ama ekonomik eşitsizliğin azaltılması, iklim dengesi, sürdürülebilir üretim ve tüketim gibi öncelikleri ile, bütün ekonomik, sosyal, çevresel politika ve sonuçlarını kapsayan uluslararası bir hedefler ve eylem planı.  17 alanda belirlenen hedefler şöyle:

  1. Sıfır yoksulluk
  2. Sıfır açlık
  3. Sağlık ve refah
  4. Kaliteli eğitim
  5. Cinsiyet eşitliği
  6. Temiz su ve sanitasyon
  7. Ulaşılabilir ve temiz enerji
  8. Yeterli iş ve ekonomik büyüme
  9. Sanayi inovasyonu ve altyapı
  10.  Azalan eşitsizlikler
  11. Sürdürülebilir toplumlar ve şehirler
  12.  Sorumlu tüketim ve üretim
  13.  İklim
  14. Denizde yaşam
  15.  Karada yaşam
  16.  Barış, adalet ve güçlü kurumlar
  17.  Hedefler için ortaklık

Hedefler Özel Sektör İçin Ne Kadar Bağlayıcı?

SKH’nin imzalayan devletler, 2030’a kadar varılacak hedefler konusunda bir takım taahhütlerde bulundular/bulunuyorlar.  Devletlerin belirledikleri bu taahhütler kapsamında da, bazı hedeflerin özel sektör için bağlayıcılığı olabilir.  Ama özellikle gelişmekte olan ülkeler, bu tür hedefleri verirken temkinli yaklaşıyorlar. 

Konulan hedeflerin ötesinde, SKH’leri özel sektör açısından iş yapış şekli ile ilgili getirdiği ve getireceği değişiklikler açısından önemli.  Bu hedefler kapsamında iş dünyası, sadece ekonomik ve finansal hedef ve dürtülerle değil; sosyal ve çevresel öncelikleri de kapsayacak şekilde iş planını ve hedeflerini kurgulamalı. 

Ülke bazında hedefler ne olursa olsun, SKH ile ilgili global bir konsensüs olması ve trendin yavaş yavaş bu hedeflerin uygulanabilirliği doğrultusunda olması, özellikle dış ticaret yapan herkesi etkileyecek.  Örnek vermek gerekirse, uluslararası herhangi bir tedarik zinciri için üretim yapan firma, malın sadece kalitesinden değil; adil ve hakkaniyetli bir işgücü ortamından üretildiğinden, çevresel tahribatının kabul edilebilir sınırların ötesinde olmadığından sorumlu tutuluyor ve artan bir şekilde hesap verilebilir olması isteniyor. 

İş Dünyası Ne Yapmalı?

Bu süreçte, iş dünyası tedarik, üretim, satış, insan kaynakları, bilgi&iletişim, yönetişim gibi tüm alanlarda, SKH’nın ana felsefesi olan kapsayıcı ve bütünleşik bir sistem anlayışı içinde hareket etmek zorunda.  Özellikle inovasyon gibi alanlarda, bu kapsayıcı ve bütünleşik iş yapma biçimi, rekabetçiliği artırmada kilit bir öneme sahip gözükmekte. 

Şeffaflık ve hesap verilebilirlik, ekonomik fayda yanında sosyal ve çevresel amaçlı inovasyon ve girişimcilik, insan sermayesine SKH doğrultusunda yatırım yapmak ve şirketlerin bilinirliliğini farklı kulvarda artırmak gittikçe önem kazanacak.  İş dünyası da, bütün bu değişen koşullara inovatif, kapsayıcı ve işbirliklerini artıran uygulamalar benimseyerek uyum sağlamak durumundalar.  Özellikle teknolojinin kendilerine bu alanlarda nasıl yardımcı olacağı konusunda, ciddi analiz, plan ve uygulama yapmak zorundalar. 

Sektörel bazda ve tedarik zincirinde geçişkenliklerin yüksek olduğu alanlarda, çevresel ve sosyal faydanın artırılması için ortak plan ve stratejilerin artması gerekecek.  Rekabetin tanımı bu hedefler kapsamında farklı kurgulanması gerekebilecek. 

KOBİ’ler Nasıl Etkilenir?

İnsan gücü kaynağı büyük şirketlere göre daha sınırlı olan KOBİ’ler, SKH’ler gibi orta-uzun vadeli strateji ve planlama gerektiren konularda, belirleyici değil; takip edici konumda kalabiliyorlar ve bir takım maliyetlere katlanmak zorunda kalıyorlar.  Rekabet avantajının iş yapış şekillerinde inovasyon ve bilgi&iletişim teknolojilerine hakimiyetle belirlendiği bir ortamda, SKH’ler KOBİ’ler için ulaşılması zor bir çerçeve gibi gözükmekte. 

İşte tam da bu yüzden, KOBİ’ler kendi imkanlarını aşan vizyon, strateji, plan geliştirmek için işbirliklerine ve beraber hareket etme seçeneğine her zamankinden açık olmak durumundalar.  Sektör içi ve sektörlerarası, küçük-büyük şirket arasındaki işbirliklerini ve ortaklık anlayışını geliştirmek, işörgütleri bazında koordinasyonun sağlanması, KOBİ’lerin SKH ve diğer birçok alandaki rekabetçiliğini artırmak için en hızlı ve hesaplı seçenek olarak düşünülmeli.

Paylaş: